İnsanlık bir anda yok olsaydı, 1 yıl sonra gezegenimizde neler değişirdi?
Şehirlerimizin, yollarımızın ve devasa yapılarımızın bir anda boşaldığını hayal edin… Bu, bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir senaryo gibi. Ancak uzmanlar, bizler bu gezegenden silindiğimizde, bir yıl sonra ne olduğu hakkında önemli fikirlere sahip…
İnsanlığın yeryüzünden bir anda silindiğini hayal edin. Geride bıraktığımız şehirler, yollar ve devasa yapılar... Peki, biz yok olduktan bir yıl sonra, bıraktığımız bu dünya nasıl bir değişime uğrardı? Sanılanın aksine, ilk fark edeceğiniz şey görüntüler değil, etrafı saran o inanılmaz, sağır edici sessizlik olurdu.
Bizler, binalarımız, araçlarımız ve sürekli hareketimizle gezegende inanılmaz bir gürültü kirliliği yaratıyoruz. İnsan eli değmeyen bir yılın ardından, Dünya'ya geri dönebilseydiniz ilk şokunuz bu devasa gürültünün tamamen ortadan kalkması olurdu.
İlk değişimler: Mavi gökyüzü ve patlayan borular
Sessizliğin yanı sıra, hava durumunda da hızlı bir düzelme göze çarpardı. Rüzgar ve yağmur, geride bıraktığımız sis, duman ve tüm o toz bulutlarını temizlerken, gökyüzü daha berrak ve daha mavi bir hale gelirdi.
Ancak evinizdeki durum pek de iç açıcı olmazdı. Bir yıl boyunca bakımsız kalan bir evde musluklarınızdan su akmasını beklemeyin. Su sistemleri, tıpkı enerji santralleri gibi, sürekli çalışan pompalara, bakıma ve yakıt yüklemeye ihtiyaç duyar. Kimsenin yönetmediği bu sistemler hızla durur ve şehir şebekesinde su kalmazdı.
Dahası, borulardaki kalan su, ilk kış geldiğinde donarak boruların patlamasına neden olurdu. Benzer şekilde, enerji santrallerinin durmasıyla evleriniz elektriksiz, ışıksız, internetsiz ve tamamen karanlıkta kalırdı.
Toz fırtınası ve kontrolsüz doğa
Temizlik yapılmaması, klima ve ısıtma sistemlerinin çalışmaması evin içindeki hava akışını durdururdu. Normalde hareketimizle ve temizliklerimizle kontrol altında tuttuğumuz toz, havanın sakinleşmesiyle birlikte evinizin her köşesine yığılır, kalın bir tabaka oluştururdu.
Öte yandan, dışarıda doğa hızla geri alım sürecine başlardı. Bahçenizde daha önce görmediğiniz yüzlerce bitki türü kök salardı. Her düşen tohum, engellenmeden bir fidana dönüşebilir, böylece bitki çeşitliliği hızla artardı.
Böcekler geri döner, çiftlik hayvanları av olurdu
Gezegen üzerindeki böcek nüfusu çarpıcı şekilde artardı. İnsanlar olarak böcekleri yok etmek için durmaksızın mücadele ediyoruz; ilaçlama yapıyor, yaşam alanlarını yok ediyor ve pencere korumaları kullanıyoruz. Tüm bu çabalar ortadan kalkınca, böcekler yeniden dünyanın hakimi olma yolunda hızla ilerlerdi.
Mahalleniz ise vahşi yaşama açılan bir kapıya dönerdi. Önceleri fare, rakun, tilki gibi küçük canlılar görülmeye başlardı. Daha sonra, belki ilk yılın sonunda olmasa da, geyik, çakal ve ayı gibi daha büyük hayvanlar, terk edilmiş mahallelerde kendilerine yeni yaşam alanları bulurlardı. Doğal döngü geri gelirdi; sokak lambaları sönünce, yalnızca Ay ve yıldızların ışığı kalır, gece avlanan canlılar nihayet gerçek karanlığa kavuşurdu.
Bu arada, geride bıraktığımız çiftlik hayvanları (inekler, koyunlar) ayı, kurt ve çakal gibi yırtıcılar için kolay bir av haline gelirdi. Evcil hayvanlardan ise sadece daha büyük avcılar tarafından yakalanmayan kediler yabanileşerek hayatta kalabilir, köpeklerin çoğu ise ne yazık ki uzun süre dayanamazdı.