Unutulmaz etki bırakan filmler: İzledikten sonra aklınızdan çıkmayacak
İzledikten sonra uzun süre hafızanızdan silinmeyecek duygusal filmler: Interstellar, A Taxi Driver, Grave of the Fireflies, Blue Valentine ve Life Is Beautiful.
Bazı filmler vardır ki izledikten kısa süre sonra unutulur. Ancak bazıları ise izleyicide derin izler bırakır; gözyaşlarınıza, sessizliğinize ve düşüncelerinize eşlik ederek yıllar boyunca hafızanızda kalır. İşte duygusal yoğunluğu yüksek, etkileyici beş film.
5. Interstellar (2014)
Film, yıldız tozlarının arasında kalan bir çiftlik eviyle başlar. Dünya’da mahsuller tükenmekte, yaşam giderek daralmaktadır. Eski bir NASA pilotu olan Cooper (Matthew McConaughey), artık çocukları Murphy (Mackenzie Foy) ve Tom’u (Timothée Chalamet) büyüten bir çiftçidir.
Murphy’nin odasına düşen gizemli toz, onları gizli bir NASA üssüne götürecek koordinatları ortaya çıkarır. Cooper, insanlığın kurtuluşu için büyük bir görevi kabul eder fakat bu karar, kızını geride bırakmak anlamına gelir. Ona yalnızca “geri döneceğim” sözünü bırakır.
En unutulmaz sahnelerden biri, Cooper’ın ekranda arka arkaya yirmi üç yıllık mesajları izlemesidir. Oğlu büyür, kızı sessiz kalır ve Cooper gözyaşlarına boğulur. Film, bilimsel unsurlarıyla geniş bir evren sunarken özünde bir baba ile kızının bağını işler. Yıllar sonra Murph ile kısa da olsa yeniden buluşmaları, hem mutluluk hem de hüzün taşır.
4. A Taxi Driver (2017)
1980 Gwangju Ayaklanması sırasında geçen film, sıradan bir taksi şoförünün gözünden tarihi olayları aktarır. Kim Man-seob (Song Kang-ho), Seul’de geçimini taksi şoförlüğü yaparak sağlayan, tek başına kızını büyüten bir adamdır.
Siyasi konularla ilgilenmeyen Kim, Alman gazeteci Jürgen Hinzpeter’i (Thomas Kretschmann) güneydeki Gwangju’ya götürmeyi kabul eder. Ancak yolculuk, kısa sürede bir şehrin askeri baskı altında ezilişine tanıklığa dönüşür.
Kim, öğrencilere uygulanan şiddeti, halkın yardım çığlıklarını ve askerlerin kalabalığa ateş açtığını görür. Başta kızını düşünerek dönmek istese de gördükleri onu geri adım atamaz hale getirir. Diğer taksi şoförlerinin desteğiyle Hinzpeter’i şehirden çıkarır; böylece yaşananların dünyaya duyurulmasını sağlar.
3. Grave of the Fireflies (1988)
Animasyon türünde olmasına rağmen “Ateşböceklerinin Mezarı”, savaşın acımasızlığını en çarpıcı şekilde gösteren yapımlardan biridir.
Hikâye, Seita’nın (Tsutomu Tatsumi) tren istasyonunda açlıktan ölmesiyle başlar. Anlatı, küçük kız kardeşi Setsuko’yu (Ayano Shiraishi) savaş ortamında koruma çabalarını gözler önüne serer.
Onların küçük hazinesi bir teneke meyve şekeri kutusudur. Açlık büyüdükçe hayaller, oyunlar ve ateşböcekleriyle aydınlatılan geceler kısa sürer. Setsuko hastalanır, doktor çaresizdir ve sonunda Seita kız kardeşini kaybeder.
Setsuko’nun küllerini bir şeker kutusunda taşıyan Seita’nın hikâyesi, savaşın çocuklara yaşattığı tarifsiz kayıpları hatırlatır. Filmin sonunda ruhlarının modern Kobe’nin üzerinde birlikte oturması, hüzünlü bir huzur getirir.