Dünya’nın etrafında görünmez bir duvar var ve biz yaptık

NASA’nın keşfine göre, insanlığın yıllardır kullandığı düşük frekanslı radyo dalgaları Dünya çevresinde uzay radyasyonunu engelleyen görünmez bir kalkan oluşturuyor. İşte Van Allen Kuşakları ve VLF teknolojisinin şaşırtıcı etkileri...

Dünya’nın etrafında görünmez bir duvar var ve biz yaptık

Bilim insanları, onlarca yıldır atmosfere gönderdiğimiz belirli radyo dalgalarının Dünya çevresinde yapay bir uzay hava durumu bölgesi oluşturduğunu ortaya koydu. İlk bakışta gizemli görünen bu genişleyen bant, aslında insanlığı tehlikeli uzay radyasyonuna karşı koruyan görünmez bir kalkan görevi görüyor.

Van Allen kuşakları: Dünya’nın doğal radyasyon alanı

ScienceAlert’in aktardığına göre NASA, bu yapay bariyeri ilk kez 2012 yılında fark etti. O dönem fırlatılan uzay sondaları, Dünya’yı çevreleyen Van Allen Kuşaklarını incelemek üzere görevlendirilmişti.

Van Allen Kuşakları, gezegenimizi saran ve ekvator boyunca uzanan, halka (torus) şeklinde yoğun radyasyon bölgeleri olarak tanımlanıyor. Bu yapı, Kuzey ve Güney Kutbu’nun nispeten daha güvenli kalmasını sağlıyor.

Manyetosfer, Güneş ve uzay fırtınaları

nasa

Bu kuşaklar, Güneş’ten gelen sürekli radyasyon bombardımanının oluşturduğu manyetosferle doğrudan ilişkili. Sonuçları ise hem büyüleyici hem de yıkıcı olabiliyor:

  • Kuzey Işıkları gibi görsel şölenler

  • Manyetik fırtınalar gibi ciddi tehditler

Bu nedenle Van Allen Kuşakları’ndan geçmesi gereken uzay görevleri, astronotları ve ekipmanları korumak için özel radyasyon kalkanları geliştirmek zorunda kalıyor. İlginç bir detay olarak, birçok uzay aracı fırlatması ekvatora yakın noktalardan yapılıyor; yani doğrudan bu kuşakların etkili olduğu bölgeden.

Yeni keşif: Dünya’dan yayılan radyo dalga kalkanı

Asıl sürpriz ise yine aynı sondalardan geldi. 2017 yılında, NASA araştırmacıları Dünya’dan yayılan bir radyo dalgası bariyerinin Van Allen Kuşakları’nın sınırında etkili olduğunu gösteren ilk somut kanıtları paylaştı.

Bu bariyerin kaynağı, çok düşük frekanslı (VLF – Very Low Frequency) radyo dalgalarıydı.

VLF dalgaları uzayı nasıl etkiliyor?

NASA’nın açıklamasına göre VLF iletişimleri, özellikle 1960’lı yıllara kıyasla günümüzde çok daha yaygın kullanılıyor. Yapılan incelemeler, bu dalgaların uzaydaki bazı yüklü parçacıkların hareket yönünü ve dağılımını değiştirebildiğini ortaya koydu.

Başlangıçta bu durum bir tesadüf sanıldı; VLF dalgalarının sınırlarının Van Allen Kuşakları ile birebir örtüşmesi şaşkınlık yaratmıştı. Ancak 2017’de yayımlanan veriler, radyo dalgalarının bu yapıyı doğrudan şekillendirdiğini doğruladı.

Askeri frekanslar ve görünmez etkileşimler

VLF frekansları genellikle askeri iletişimde kullanılıyor. Radyo yayıncılığının ilk dönemlerinde keşfedilen bu düşük frekanslar, zamanla sivil kullanımdan çekilerek daha özel alanlara bırakıldı.

En alt seviyede Mors alfabesi gibi basit iletimler yer alırken, onun üstünde askeri sistemler, ardından AM ve FM yayınlar bulunuyor. Bazı frekans bantları ise pilotlar ve gemi kaptanları gibi kritik kullanıcılar için ayrılmış durumda. Bu nedenle yeni iletişim teknolojileri (örneğin 5G) zaman zaman GPS sinyalleriyle çakışma riski nedeniyle tartışma yaratabiliyor.

İlginç olan ne?

VLF dalgaları:

  • Diğer radyo sinyallerine neredeyse hiç müdahale etmiyor

  • Dünya’yı tamamen sarıyor

  • Atmosferi aşarak uzaya ulaşıyor

  • Ve en önemlisi, zararlı uzay radyasyonunu geri itebiliyor

Bu özellikleriyle adeta insanlığın bilmeden inşa ettiği doğal bir savunma hattı oluşturuyor.

Gelecekte uzay yolculuğu değişebilir mi?

Bu keşif, uzay programları için heyecan verici bir kapı aralıyor. Teorik olarak, VLF teknolojisi kullanılarak uzay araçları için “radyasyon koridorları” açmak mümkün olabilir.

Gerçekten de bazen bilim, bilim kurgudan çok daha şaşırtıcı olabiliyor.