Akıllı telefonlardan saatlere, kablosuz kulaklıklardan tabletlere kadar gün içinde yanımızdan ayırmadığımız cihazların sayısı arttıkça, şarj etmek de günlük bir ritüel haline geldi. Masanın üzerindeki kablo yığınından kurtulup şık bir standın üzerine telefonu bırakıvermek kulağa çok cazip geliyor. Ancak bu “düzenli” görünümün arkasında, özellikle yoğun kullanıcılar için can sıkıcı olabilecek ciddi performans kayıpları yatıyor. Kablosuz şarj, pratik bir seçenek gibi görünse de henüz kablolu bağlantının sunduğu güveni ve hızı yakalamaktan çok uzak.
Hız konusunu nasıl ele alırsanız alın, kablosuz sistemler her zaman geriden geliyor. Apple’ın MagSafe teknolojisini temel alan yeni Qi2 standardı 25W hıza ulaşsa da, bu hızı destekleyen cihazların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bugün piyasadaki en yeni telefonlar bile 25W kablosuz şarj desteği sunarken, kutudan çıkan standart kablolar çok daha yüksek değerlere ulaşıyor. Hatta çoğu Android telefon, Qi2 teknolojisini tam kapasite kullanabilmek için hala özel kılıflara ihtiyaç duyuyor. Samsung’un en yeni serilerinde bile bu standardı destekleyen donanım olsa da, hizalamayı kolaylaştıran mıknatıs yapısının gövdede yer almaması kullanıcıyı ek aksesuarlara mecbur bırakıyor.
Kablolu şarjın üstünlüğü sadece kağıt üzerindeki rakamlarda değil, gerçek hayattaki zaman tasarrufunda da kendini belli ediyor. Örneğin, yeni nesil bir iPhone modeli 40W kablolu şarjla sadece 20 dakikada bataryanın yarısını doldurabilirken, kablosuz şarjda bu süre çok daha uzuyor. OnePlus gibi markaların 80W hatta 100W gibi uç değerlere ulaşan hızlı şarj adaptörleri ise aradaki farkı devasa bir uçuruma dönüştürüyor. Sabah evden çıkmadan önceki o kritik 15 dakikada, kablosuz şarjın hızı genellikle hayal kırıklığı yaratıyor.
Üstelik mesele sadece yavaşlık değil ve ısı da büyük bir problem oluşturuyor. Kablosuz şarj üniteleri çalışma prensipleri gereği şarj sırasında kablolu yöntemlere göre çok daha fazla ısı üretiyor. Bataryanın en büyük düşmanı olan yüksek sıcaklık, uzun vadede pil sağlığının daha hızlı bozulmasına yol açıyor. Sürekli ve ana şarj yöntemi olarak hızlı kablosuz şarjı tercih etmek, telefonunuzun pil ömrünü planlanandan önce tüketebilir.
Ayrıca kullanım özgürlüğü de bir başka tartışma konusu. Telefonunuz bir şarj pedinin üzerinde dururken onu aktif bir şekilde kullanmak, mesajlaşmak veya sosyal medyada gezinmek imkansız hale geliyor. Bağlantıyı koparmadığınız sürece sadece video izlemek gibi pasif eylemleri gerçekleştirebiliyorsunuz. Günün sonunda kablosuz şarj; ofis masasında acil olmayan dolumlar veya gece boyunca yavaşça dolması beklenen cihazlar için şık bir çözüm olabilir. Ancak güvenilirlik, hız ve uzun ömürlülük söz konusu olduğunda, eski dostumuz kablolar hala rakipsiz görünüyor.