Süt ürünleri sevenlerin uzun süredir duymak istediği iddia sonunda gündeme geldi: yağ oranı yüksek peynir ve krema tüketimi, demans riskini düşürüyor olabilir. En azından İsveç’te yapılan yeni bir bilimsel araştırma, bu ihtimali güçlü şekilde gündeme taşıyor.
Lund Üniversitesi’nde görev yapan beslenme epidemiyoloğu Emily Sonestedt liderliğinde yürütülen çalışmaya göre, yıllardır “sınırlandırılması gereken” gıdalar arasında gösterilen bazı tam yağlı süt ürünleri, sanılanın aksine beyin sağlığı açısından koruyucu etki gösterebilir. Bu da, yağlı besinler hakkındaki yerleşik kabulleri sorgulatıyor.
Ancak her iyi haber gibi, bunun da bir “ama”sı var.
Araştırma ne diyor?
Çalışmanın en güçlü yönü, kapsamı. Araştırma, 1990’lı yılların başından itibaren en az 18 yıl boyunca 27.670 kişinin verilerini takip etti. Katılımcılar 45–73 yaş aralığındaydı ve tamamı İsveç’te yaşıyordu.
Katılımcılardan;
-
Beslenme alışkanlıklarını içeren yazılı anketler,
-
Yüz yüze görüşmeler,
-
Yedi günlük ayrıntılı besin günlüğü
istenmişti.
Araştırmacılar, 2014 ve 2020 yıllarında İsveç Ulusal Hasta Kayıt Sistemi’ni kullanarak hangi katılımcıların demans geliştirdiğini belirledi.
Daha fazla peynir, daha az demans mı?
Elde edilen veriler ilk bakışta oldukça net görünüyor:
-
Günde 50 gramdan fazla yağlı peynir tüketenlerin yaklaşık %10’u 2020’ye kadar demans geliştirdi.
-
Günde 15 gramdan az peynir tüketenlerde ise bu oran %12,5’in üzerine çıktı.
Yani daha fazla tam yağlı peynir tüketimi, daha düşük demans görülme oranıyla ilişkilendirildi.
Üstelik sigara kullanımı, alkol tüketimi, vücut kitle indeksi, tansiyon, eğitim durumu ve diyabet gibi risk faktörleri hesaba katıldığında bile sonuç değişmedi. Araştırmaya göre, yağlı peynir tüketenlerde demans riski %13 daha düşük çıktı.
Özellikle vasküler demans için bu oran %29’a kadar yükseldi.
Etki sadece peynirle sınırlı değil
Araştırma, peynirle birlikte yağlı kremayı da mercek altına aldı.
Günde 20 gram veya daha fazla tam yağlı krema tüketen bireylerde demans riski, hiç tüketmeyenlere kıyasla %16 daha düşük bulundu.
Ancak burada kritik bir detay var:
-
Bu olumlu ilişki yalnızca tam yağlı ürünlerde gözlemlendi.
-
Az yağlı süt ürünleri veya diğer süt bazlı gıdalar aynı etkiyi göstermedi.
Sonestedt bu noktayı şöyle özetliyor:
“Beyin sağlığı söz konusu olduğunda, tüm süt ürünleri aynı etkiye sahip değil.”
Neden şüpheyle yaklaşmak gerekiyor?
Bu sonuçlar kulağa umut verici gelse de, uzmanlar temkinli olunması gerektiği konusunda hemfikir.
Nedensellik kanıtlanamıyor
Araştırma gözlemsel bir çalışma. Yani “yağlı peynir demansı önler” demek bilimsel olarak mümkün değil. Daha sağlıklı bireylerin zaten az yağlı ürünlere yönelmiş olması da sonuçları etkilemiş olabilir.
İsveç faktörü
Araştırma yalnızca İsveç’te yapıldı. İsveç’teki ineklerin büyük bölümü otla besleniyor ve bu da süt ürünlerinde omega-3 yağ asitlerinin daha yüksek olmasına yol açıyor. Bu durum, İsveç’te üretilen peynir ve kremayı başka ülkelerdekinden farklı kılabilir.
Peynirin türü önemli olabilir
İsveç’te ağırlıklı olarak sert ve fermente peynirler tüketiliyor. ABD’de ise daha çok işlenmiş peynirler ve fast-food içeriğindeki ürünler öne çıkıyor. Bu fark da sonuçları etkileyebilir.
İstatistiksel olarak ne kadar güçlü?
Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan Walter Willett, bulguların istatistiksel açıdan sınırda olduğunu vurguluyor:
“Peynirle ilgili sonuçlar istatistiksel olarak zayıf ve çok sayıda gıda incelenmiş. Bu, tamamen tesadüf de olabilir.”
Ayrıca çalışmaya eşlik eden editöryal yazıda, yağlı süt ürünlerinin asıl faydasının işlenmiş ve kırmızı et gibi düşük besin değerli gıdaların yerine tüketildiğinde ortaya çıktığı belirtiliyor.
Yani mesele, peyniri mucizevi bir gıda olarak görmekten çok, daha zararlı alternatiflere kıyasla daha iyi bir tercih olması olabilir.
Sonuç: Umut verici ama yeterli değil
Araştırma, bilim dünyası için önemli bir başlangıç olsa da, uzmanlar net konuşuyor:
Bu veriler, yağlı peynir ve kremanın doğrudan beyni koruduğunu kanıtlamıyor.
Sonestedt de bunu kabul ediyor:
“Bulgularımızın doğrulanması ve belirli yağlı süt ürünlerinin gerçekten beyin sağlığına katkı sağlayıp sağlamadığının anlaşılması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”
Çalışma, Neurology dergisinde yayımlandı.