3D teknolojisinin deneyime hiçbir şey katmadığı konusunda artık hepimiz, hemfikiriz. Kullanıcılar, 3D'nin hem hantal, hem de pahalı bir teknoloji olduğuna, zaten plastik parçalarla dolu oturma odamızda bir de gözlüklere ihtiyaç olmadığına karar verdiler.
Çevrenizde 3D TV alıp, ondan memnun olan birkaç kişiye rastlayabilirsiniz, ancak geri kalanı için 3D tarihe karıştı bile. 4K TV ve içerikler için daha fazla para ödeyeceksek, bu teknolojiyi de aynı son bekliyor olabilir. Ortalama bir kullanıcı, TV'nin karşısında tek gözle Facebook'ta dolaşıp, tek gözle TV izlerken çözünürlükler arasındaki farkı görmeyebilir. Elbette ekranın dibine hesap makinesiyle oturup, kaç piksel gördüğünü hesaplayanlar olacaktır. Ancak çoğu ekranda büyütülmüş içerikleri izleyen ortalama kullanıcının 4K'ya ne kadar önem vereceği bir soru işareti.
Ücretsiz olduğundan 4K'ya ilginin yüksek olacağını düşünebiliriz. Ancak video akış firmaları 4K'yı daha pahalıya, özel bir içerik olarak satabileceklerini düşünüyorlarsa, onu 3D'yle aynı yola gönderebilirler. 4K hala çok yeni bir teknoloji ve bize kendisi için ek para ödetmeden önce, bunu hak ettiğini ispatlaması gerekiyor. 4K içerikleri sunucularda tutmanın ve dağıtmanın pahalı olabileceğini tahmin edebiliyoruz, ancak bu bizim değil, bu işi yapanların sorunu. Sonuç olarak sunucuların fiyatlarının Moore Kanunu'na bakarak 18 ay öncesine göre yarısına düştüğünü tahmin edebiliriz.
Örneğin Tidal, müzikleri 1411kbps, 44.1 kHz/16-bit FLAC ve ALAC gibi yüksek kalitede dinlemenize izin veriyor. Ancak bunun size maliyeti, ayda tam 20 dolar. Bu durumda Spotify'nin 320kbps'lik müzikleri, çoğu kullanıcı için fazlasıyla yeterli gelecektir. Netflix gibi dev firmalar ise 4K'ya erkenden geçenleri yüksek fiyatlarla "cezalandırarak" bizce yanlış bir yol izlemekteler. 4K'nın yaygınlaşma şansı olsa da bu tür bir taktik, onun daha hızlı ölmesine neden olabilir.