Assassin's Creed: Brotherhood

Assassin's Creed çılgınlığı, Ezio'nun Roma seyahatiyle son sürat devam edecek.

Assassin's Creed: BH

Desmond, Altair ve Ezio... Bu üç ismin geçtiği her yerde muhteşem bir serüven yatar: Assassin's Creed! Serinin ilk oyunundan bir yerden sonra sıkılmış olsak da ikinci oyun, ziyadesiyle tatmin etmişti bizleri. Hikayenin daha sona ermediği, ikinci oyunun sonunda kendini gösteriyordu ve aradan geçen bir yıldan sonra nihayet yeni bir oyunun, yani Assassin's Creed: Brotherhood'un ilk haberi düştü piyasaya. Yine söylentiler çalkalandı, tahminler yürütüldü ve bütün gözler E3 2010'a çevrildi. Bu müthiş organizasyonun tarihi gelip çattığı ve Ubisoft'un bu organizasyonda sahne aldığı andan itibaren de neyin ne olacağı, yeni Assassin's Creed macerasında ne gibi detayların olacağı ortaya çıkmaya başladı. Bu detayların arasında yer alan en büyük sürprizse serinin nihayet "multiplayer" kelimesiyle tanışacağıydı.

Evet... Beklenildiği üzere Ubisoft'un basın konferansındaki sahne açılışını temsil eden oyunlardan bir tanesi de Assassin's Creed: Brotherhood oldu. Şahsen beni bu dakikadan sonra en çok sevindiren şey, Ezio Auditore da Firenze'nin yüzünü tekrar görmüş olmaktı. Kadınlara olan düşkünlüğünü bir kez daha sergiliyordu Ezio. 1499 yılının güzel bir sabahıydı ve Ezio, tam yatağındaki kızıl saçlı bir dilberin "Bir defa daha?" teklifini "Sormana bile gerek yok!" diyerek kabul etmişken ortalık bir anda sarsıldı. Görünen oydu ki Villa Auditore saldırı altındaydı ve Ezio'nun bu konuda bir şeyler yapması gerekiyordu. Etrafındaki en yakın boşluktan dışarıya bıraktı kendini ve dışarıdaki büyük hengameyi fark etti. Mazisindeki azılı düşmanı Rodrigo Borgia'nın oğlu Cesare, babasının yarım kalan işini devam ettirmek istiyor gibi görünüyordu.

İncelemenin devamı için tıklayın.