Assassin's Creed Mirage incelemesi – Bütün yollar Bağdat’a çıkar!

Ubisoft da bu sözden etkilenmiş olacak ki tam da öze dönüş oyununda hepimizi Bağdat’a götürmeye karar vermiş.

İlk dönemlerinde Assassin’s Creed oyunlarında, ne güzel gizlilik içinde suikastımızı düzenleyip yolumuza devam ediyorduk. Altair'in başrolde olduğu ilk oyunlardan sonra serinin popülaritesi yıllar içinde o kadar arttı ki Ubisoft neredeyse her yıl önümüze yeni bir oyun koyabilmek için elinden geleni yaptı. Ancak bu tempo fazla uzun sürmedi elbette ve arka arkaya çıkan çok da istenilen etkiyi yaratmayan iki oyundan sonra Ubisoft, faturayı artık eskimiş olduğunu düşündüğü mekaniklere kesmiş olacak ki bambaşka bir yola saptı. Son dönemde oynadığımız ve oyuncular arasında "antik üçleme" olarak bilinen Assassin's Creed Origins, Odyssey ve Valhalla işte bu anlayışın ürünleri oldu. Geniş açık dünya evrenleri ve RPG unsurları ile önceki oyunlardan oldukça farklıydılar. Tüm oyun anlayışımızı; gizlilikten, vur kır parçalaya evirmek zorunda kalsak da ben dâhil büyük bir oranda oyun sever tarafından bu formül beğenildi ve seriye yeni bir soluk getirdiğine de inanıyorum. Ancak gizlilik ve parkur odaklı oynanışı özleyenlerin sayısı da pek az değil.

Ubisoft ise bu hayranlara cevap vermek için son birkaç yıldır serinin yeni nesil konsollar için tasarlanan bölümü Assassin's Creed Mirage üzerinde çalışıyordu. Eskiyi yad edecek yeni bir dönemin başlangıç noktası olan bu oyun Bağdat'ta geçiyor ve AC Mirage daha klasik bir formüle dönüş yapıyor. Ancak bu son yıllarda eklenen mekaniklerin tümüyle ortadan kaldırıldığı anlamına da gelmiyor. Aslında Mirage'ın klasik ile modernin mükemmel bir birleşimi olduğunu söyleyebilirim. Tekrar gizliliğe alışmamız gerekse de bu birlikteliğin bizi yine saatlerce ekran başına kilitleyeceği çok eksiksiz ve eğlenceli bir oyun sunduğu da ortada. Gelin şimdi RPG ve loot odaklı oynanışı geride bırakan yeni oyunun detaylarına birlikte göz atalım.

Bağdat'a Hoş Geldiniz!
Bağdat'ta ayak işleri yaparak hayatını kazanan ama iyi bir hayat yaşamayan kahramanımız Basim'den bahsederek başlayalım. Valhalla’yı oynadıysanız Basim ismi size yabancı gelmeyecek. Ancak bu oyunda daha yolun çok başında, mütevazı bir ücret karşılığında küçük hırsızlıklar yapan genç, basit bir hırsız. Derviş (Mehmet Ali Alabora tarafından seslendirilmesi de ilginç bir detay) isimli bir tüccar için yaptığı ayak işlerinin arkasında kimlerin olduğunu keşfettiğinde, onlardan biri olarak eğitilmek için güvenlerini kazanmaya çalışıyor ve bu süreçte hayatının en büyük hatalarından birini yapıyor.

Tarikat olarak bilinen gizemli maskeli adamlardan oluşan bir örgüt tarafından korunan bir eseri çalmak için girdikleri Ambar bölgesindeki kışlık sarayda en güvendiği ortağı Nehal, halifeyi öldürüyor ve böylece işler karışıyor. Basim kaçmayı başarsa da, halifenin adamları tüm topluluğunu acımasızca katlediyor. İşte tam da bu noktada şehrinden kaçmaktan ve sonunda efsanevi Suikastçılar lejyonu olarak şekillenecek olan "The Hidden Ones" ile iletişime geçmeye çalışmaktan başka çaresi kalmıyor. Mirage kronolojik olarak Assassin's Creed Valhalla'dan önce geçiyor ve aslında Assassin Tarikatı'nın kökenini daha da zenginleştirmeyi amaçlıyor.

Yeni macerada, daha önce de belirttiğim gibi Assassin's Creed Valhalla'daki kısa görünümünden zaten tanıdığımız bir karakter olan Basim'in ayak izlerini takip ediyoruz. Bağdat sokaklarındaki hırsızlıktan Saklı Olanlar'ın usta suikastçılığına, Tarikat'a (Tapınakçılar'ın öncülleri ve serinin eski düşmanları) ve onların Halife'nin şehrindeki iyi insanları karanlık bir şekilde yozlaştırmasına karşı verilen mücadeleyle sarmalanmış bir başkaldırı hikâyesi olarak tanımlayabilirim.

Eskiyle yeninin mükemmel bir füzyonu
Assassin’s Creed Mirage, serinin klasik sistemi ile Origins'ten bu yana izlenen yön arasında neredeyse mükemmel bir füzyon sunuyor. İlk dikkat çeken detay artık saatlerce dolaşabileceğimiz çeşitli alanlar ve farklı biyomlarla dolu devasa bir açık dünyanın olmaması! Bunun yerine, aksiyon tek bir şehrin içinde ve çevresinde yoğunlaşıyor. Elbette hala açık dünya var ama daha küçük ölçekte hareket etme özgürlüğüne sahibiz ve her şey daha konsantre hissettiriyor. Buna ek olarak, hem oyuncunun hem de düşmanların seviyeleri gibi belirli RPG unsurları da artık yok. Oyunda artık deneyim kazanmıyoruz, ancak hikâyede ilerledikçe çıraktan usta suikastçıya kadar rütbelerimiz yükseliyor. Böylece, ilerledikçe ve görevleri tamamladıkça, istatistiklerimizi geliştirmek, yeni beceriler öğrenmek veya araçların kilidini açmak için harcayabileceğimiz beceri puanlarını doğrudan elde ediyoruz.

Evet, bu kez oyun bize mevcut beş aracın kilidini istediğimiz sırada ve istediğimiz şekilde açma konusunda mutlak özgürlük tanıyor. Belirli bir noktada, oyun bize kilidini açmak için birini seçme fırsatı verirken, geri kalanı ne zaman ve hangi sırada açacağımıza da biz karar veriyoruz. Ek olarak, daha uzun atış mesafesi ve daha fazla kapasite gibi seçenekler eklemek için bunları geliştirip oyun tarzımıza uyacak şekilde neden oldukları hasar veya zehir etkilerini farklılaştırabiliyoruz.

Basim'in becerilerini nasıl geliştirebilirsiniz?
Oyunda üç dala bölünmüş basit bir yükseltme ağacı bulunuyor ve Basim’İn becerilerini ve yararlı eşyaları taşıma yeteneğini artırabiliyoruz. İki beceri dalı tamamen Basim'e odaklanırken, Assassin's Concentration adı verilen yeni teknik, bunu yapacak 'konsantrasyona' sahip olduğumuz sürece zamanı durdurarak bizi doğrudan hedefe ışınlayarak seçtiğimiz düşmanlara bir suikast dizisi gerçekleştirmemize olanak tanıyor.

Bu beceri ağacını geliştirmek için gerekli beceri puanlarını kazanmanın yolu ana hikayenin soruşturmalarını tamamlamak ve The Hidden Ones'daki her sığınakta bulunan sözleşmelerden geçiyor. Assassin's Lair sözleşmeleri yalnızca beceri puanı biriktirmek için değil, aynı zamanda dört bir yandaki sandıklarda da bulunabilen yükseltmeler için üretim malzemeleri ve silahlar veya zırhlar gibi çeşitli ödüller de sağlıyor.

Loot peşinde koşmaktan kurtuluyoruz
Ancak, silahlar, bıçak ve kıyafetin her biri sadece üç yükseltmeye sahip. Bunlar bulduklarımız arasından seçilebiliyor, ancak son oyunların aksine aşırı bir loot beklemeyin. Düşmanlar ganimet düşürmüyor, ekipmanları sadece etrafa dağılmış sandıklarında bulabiliyoruz. Sonuç olarak, son birkaç oyundan net bir farklılaşma ve bir nevi basitleştirme göze çarpıyor. Mirage; araziyi, düşmanların yaklaşımını ve rotasını incelemenin ve gizlilikle hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta hatırlatıyor. Dahası, savaş sistemi biraz hantal olduğu için zaten nadiren doğrudan şiddet kullanmayı tercih etmeyeceğinize de eminim. Son üçlemeye göre o kadar akıcı olmasa da yine de iyi çalışıyor, ancak gerçek tatmin daha gizli bir şekilde oynamaktan geliyor.

Atılabilir bıçak, hava tabancası, sis bombası ve benzerlerine ek olarak en önemlisi artık yine güvenilir gizli bıçağımıza geri kavuşuyoruz. Elbette bir AC klasiği olarak gökyüzünden gözlem yapmamızı sağlayacak Enkidu adında bir kartalımız da var. Böylece saldırılacak bölgeyi inceleyip sızmak için en iyi rotayı seçebiliyoruz. Bu, gizlice girip tüm muhafızları yavaş yavaş ortadan kaldırmaktan, bulduğumuz yüksek bir nokta, saman demetleri ve uzun otların olduğu alanlarda düzenlenen suikastlara ve şüphe uyandırmamak için cesetleri saklamak zorunda kalmaya, gizli girişler veya gizli erişim noktaları aramaya veya benzersiz durumlardan yararlanmaya kadar değişebiliyor.

Paralı askerler yardımımıza koşuyor
Oyuna yapılan en büyük eklemelerden biri, görevleri veya sözleşmeleri tamamlayarak ya da insanlardan çalarak elde edebileceğimiz güç sembolleri. Bunlarla tüccarları, paralı askerleri veya müzisyenleri muhafızların dikkatini dağıtmak, rakip kampa bizimle birlikte gruplarının bir parçası olarak girmek veya tespit edilirsek düşmanlarımıza saldırmak için kiralayabiliyoruz. Çoklu seçenekler her göreve farklı şekillerde yaklaşmamızı sağlıyor.

Öte yandan, yeni bir hırsızlık sistemi de var. Daha önce bunun için sadece bir düğmeye basmak yeterliydi. Artık çalma eylemini her gerçekleştirdiğimizde küçük bir QTE ile karşılaşıyoruz ve zamanlamayı tutturamazsak fark ediliyoruz ve bizi gardiyanlara ispiyonluyorlar. İspiyonlamaktan bahsetmişken, Bağdat'taki hem muhafızlar hem de NPC'ler eylemlerimizden daha kolay haberdar oluyor. Yani, bir meydanın ortasında birini öldürmek herkesin koşmasına ve çığlık atmasına neden oluyor, bu da muhafızları uyarıyor ve şöhret seviyemizi yükseltiyor. Bu göstergenin üç seviyesi var ve son seviyeye ulaşırsak, özel askerler bizi kovalamaya başlıyor ve tabii ki herkes bizi anında tanıyor. Bunu engellemenin yolu, önceki oyunlardan taşınan bir mekanik olan şehrin etrafına asılan posterleri yırtmak ve munadiye güç amblemleriyle ödeme yapmaktan ibaret.

Sonuç olarak, her türlü alternatifi sunan ilk oyunları anımsatan gerçek bir gizlilik ve suikast sistemi getirilmiş. Ancak tabii ki yeni eklemeler ve durumu istediğiniz şekilde ele alma seçeneği ile formülü bir adım öteye taşıyor. Karakterimiz biz etrafta dolaşırken hareketlerimize oldukça iyi tepki veriyor ve Bagdat'ta çok hızlı bir şekilde hareket etmemizi sağlıyor. Dahası, şehrin kendisi de bu hareketi teşvik edecek şekilde, farklı yüksekliklerde ve kaçmanıza yardımcı olacak ortamlar sunacak şekilde inşa edilmiş.

Son üçlemedeki kadar akıcı bir savaş beklemeyin
Serinin yeni oyununda mutsuz olduğum nadir şeylerden biri savaş sistemi. İlk bölümlere göre daha eksiksiz olduğu doğru, ancak yine de tamamen akıcı değil. Elbette bu son üç oyundaki aşırı aksiyona dayalı dövüş mekanikleri yüzünden böyle hissettirmiş de olabilir. Artık saldırılardan kaçmak ya da saldırıları engellemek de her zamankinden fazla önem taşıyor. Mükemmel bloklar yapmayı başarırsak, düşman üzerinde onu hemen bitirecek bir son hazırlayabiliyoruz. Bu işe yarayan bir sistem, ancak parkur ve platformun gizli, çevik hissi ile karşılaştırıldığında, biraz hantal ve kaba hissettiriyor.

Misafirliğin kısası makbul
Son üç oyun ile ilgili bir itiraf ile devam edeyim. Origins ve Odyssey’i bitirmiş olsam da sürekli artan oyun süresi nedeniyle Valhalla’da aynı sabrı gösterememiştim. Ancak Assassin's Creed Mirage’ın oyun süresi ile ilgili mutlu olduğunu söyleyebilirim. Son birkaç oyununun formülünden uzak olan Basim'in hikayesi daha çok konuya odaklanıyor. Yan görevler olsa da bunlar daha çok kâr için birer araç. Bunun yerine, gözetleme kuleleri ve belirli hırsızlık eylemlerinin ötesinde, haritada neredeyse hiç işaret veya etkinlik yok.

Sonuç olarak, Assassin's Creed Mirage bize yaklaşık 20 saat süren bir hikâye sunuyor. Elbette, her zaman söylediğim gibi, bu ortalama bir süre ve büyük ölçüde oyuncu olarak becerilerimize ve seçtiğimiz zorluğa bağlı olarak değişebilir. Tüm sözleşmeleri, hırsızlıkları yerine getirmek ve 1000G'yi almak istiyorsak bu süre rahatlıkla 30-35 saate uzayabilir. Ubisoft’un hedeflediğine çok daha uygun, orijinal oyunlara daha yakın bir deneyim sunuyor.

Series S ile bile ideal bir performans
Assassin's Creed Mirage teknik açıdan ideale yakın bir oyun. Oyun, performans modunda Series X ve PS5’de dinamik 4K ve 60 FPS'de mükemmel çalışıyor ve ayrıca 2k’ya yakın 30 fps bir kalite moduna da sahip. Benim oyunu denediğim Xbox Series S'te ise performans modunda dinamik 1080p’de 60 fps alabildim. Kalite modunda ise 2k’dan fazla bir çözünürlük ve 30fps elde edilebiliyor. Çok nadir anlar dışında herhangi bir FPS düşüşü de yaşamadım. Ubisoft’un performans konusunda Series S için çok iyi bir iş çıkardığını da belirtmem gerek.

Görseller de oldukça etkileyici. Ubisoft'ta ve efsanenin oyunlarında her zaman olduğu gibi, oyunun ana şehri olan Bağdat mükemmel bir şekilde yeniden oluşturulmuş. MS 9. yüzyılın sonlarından kalma sokakları ve çevresi, tarihi binaları ve diğer kültürel unsurları mükemmel bir şekilde işlenmiş. Öte yandan, Basim veya Roshan gibi ana karakterlerin tasarımı da oldukça iyi. Aynı şey, tasarım ve tür olarak daha az olmasına rağmen NPC'ler ve düşmanlar için de geçerli.

Sonuç
Assassin's Creed Mirage eski ve yeninin mükemmel bir birleşimi. İlk oyunların daha klasik formülü ile yeni oyunların mekanikleri çok iyi harmanlanmış. Doğrudan aksiyon yerine strateji ve gizlilik kullanımını teşvik eden ilginç bir hikayeye yer veren çok da büyük olmayan bir açık dünyaya sahip.

Bu amaçla, muhafızların dikkatini dağıtmak için farklı tüccar, paralı asker veya müzisyen gruplarını işe alma olasılığı, alternatif rotalar arama seçeneği gibi seride önemli yeniliklere sahip. Hepsi de gizliliğe ve iz bırakmadan suikast sanatına odaklanan bir oynanışı amaçlıyor. Assassin's Creed Mirage, hem ilk oyunların keyfini arayanları hem de yeni oyunları sevenleri etkileyecek bir oyun. İster seride yeni olun ister deneyimli, mutlaka seveceğinize eminim. Şüphesiz, serinin en iyi oyunlarından biri olmuş.

80

Geliştirme Ubisoft
Yapım Ubisoft
Platform Xbox Series S/X, Xbox One, PC, PS5, PS4
Tür TPS, aksiyon, gizlilik
Web www.ubisoft.com/en-gb/game/assassins-creed/mirage