Silent Hill f incelemesi: Karanlığa yeni bir soluk getiriyor

Serinin köklerinden beslenip Japon folklorunun derinliklerine dalan, ürkütücü atmosferi ve rahatsız edici anlatımıyla Silent Hill evrenine bambaşka bir soluk getiriyor.

Serinin en çok merak uyandıran oyunlarından biri olan Silent Hill f, duyurulduğu günden bu yana çıkışını sabırsızlıkla beklediğimiz bir yapımdı. İnceleme için de uzunca bir süre oynadık ve şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki Silent Hill evreninde geçmesine rağmen serinin alışılmış çizgisinden ayrılan, bambaşka, hatta bize göre serinin en rahatsız edici oyunu olmuş. Oyun, atmosferiyle mükemmel bir iş çıkarıyor. Japon korku temaları her zaman bizim için daha korkutucu olmuştur ve Silent Hill f de bu konuda zirveye oynuyor.

Japonya’nın geçmiş dönemlerinden bir küçük köyün güzelliğini, Hinako adındaki bir karakterin dramatik yolculuğuyla birleştiriyor. Oyunun ilk dakikalarından itibaren kendini canavarca bir varlıkla karşı karşıya bulan 16 yaşında bir kız olan Shimizu Hinako’yla bütünleşiyor, onun attığı her adımı gerçekten hissediyoruz. Bu yolculukta geri dönüş yok; istemeden başladığınız bir kabustan kurtulma mücadelesi veriyoruz. Şurası net, Silent Hill f klasik bir Silent Hill oyunu değil. Serinin ruhunu taşısa da aynı zamanda tamamen farklı, özgün bir atmosfer yaratmayı da başarıyor. Oyunun başından itibaren üzerinize çöken korku havası ve elbette sis, ilerledikçe yoğunlaşıyor ve sizi zihinsel olarak yoran, ama aynı zamanda büyüleyen bir deneyime dönüşüyor.

Tam anlamı ile görsel şölen

Silent Hill f’in sanatsal tasarımı, korku türündeki en iyi örneklerden biri. Japon geliştirici ekip, 1960’ların Japon folklorunu Silent Hill’in karanlık unsurlarıyla mükemmel şekilde harmanlamış. Bu sadece birkaç kültürel detayın oyuna eklenmesi değil aksine, temelden inşa edilmiş bir klasik korku oyunu anlayışına sahip. Görsel olarak oyun birçok etkileyici detay barındırıyor.

Unreal Engine 5’in de etkisi ile olağanüstü sis efektleri, ışığın arasından süzülürken oluşturduğu atmosferle büyülüyor ve su birikintilerinin yansıttığı ışıklar ise gerçekçilik hissini artırıyor. Tüm bu unsurlar, Silent Hill f’i her yönüyle başarılı bir yapım hâline getiriyor. Oyun, etkileyici bir teknik performans sergiliyor. Oyunda iki grafik modu mevcut. Daha fazla ayrıntıya sahip ancak 30 FPS ile sınırlı Kalite ve 60 FPS ile sınırlı Performans. Biz, Series S üzerinde tek mod olan 30 FPS ile oynadık ve bazı yansımalar hariç deneyimi etkileyecek bir fark görmedik. Büyük hatalar ya da performans düşüşleri ile de karşılaşmadık.

Klasik değil ama köklerine sadık

Silent Hill f’in klasik Silent Hill oyunlarından biri olmadığını belirtmiştik. Geleneksel mekaniklerinden ilham alsa da kendine has bir yapı kurmayı başarıyor. En dikkat çekici yönlerinden biri, savaş sisteminin stratejik biçimde tasarlanmış olması. Dövüşlerde doğrudan saldırmaktansa, düşmanları işaretleyip doğru zamanı beklemek gerekiyor. Kahramanın hayatı, ekranın sol alt köşesinde görülebilen üç çubukla yönetiliyor. Bunlardan ilki, konsantre olma yeteneğini temsil eden Akıl Sağlığı: Sol tetiğe basmak, düşmanların hareketlerini yavaşlatan ve daha fazla hasar vermesini sağlayan bir "odaklanma" modunu etkinleştiriyor. Odaklanmayı geri kazanmak için Ramune veya İlahi Su gibi belirli eşyalar kullanması gerekiyor.

Diğer iki çubuk daha geleneksel: Koşma ve kaçmayı düzenleyen Dayanıklılık ve Hinako'nun hayatta kalmasını belirleyen Sağlık. İyileştirme eşyalarına gelince, Ramune'den Arare'ye, Yokan'a kadar Japon kültürüne özgü unsurlar buluyoruz; her biri kendine özgü özelliklere sahip. Ancak size bir ipucu verelim. Savaşma her zaman tek çözüm değil. Özellikle sislerin içinde kaybolduğunuz bir bölümde herkesle tek tek dövüşmek yerine doğru karakteri bulana kadar hepsinden kaçmayı bir düşünün deriz.

Hokora’lara hediye edecek eşyalar toplayın

Bu arada kaydetmeden çok ilerleyip riske de girmeyin deriz. Hokora'lar, oyunun gerçek odak noktaları olan çeşitli seviyelere dağılmış küçük tapınaklar ve oyununuzu kaydetmenize ve karakterinizi yeni yetenekler kazandıran tılsımlar olan Omamori ile geliştirmenize olanak tanıyorlar. Size tesadüfi yetenekler veren Omamori’ler, oyunda bulduğunuz değerli eşyaları Hokora’lara sunarak elde edilebiliyor ve ilerleme için neredeyse olmazsa olmazlar.

Oynanış iki farklı dünyaya ayrılmış durumda. Bir yanda hikâyenin geliştiği ve keşif unsurlarının öne çıktığı bölümler var. Bu kısımlar klasik Silent Hill tarzında ilerliyor; çevreyi araştırıyor, ilerlemek için ipuçları ve yollar buluyoruz. Savaşlar genellikle kolay olsa da, birden fazla düşmanla karşılaştığınızda işler karmaşıklaşabiliyor. Kabusların hüküm sürdüğü bölümler ise oyunun en karanlık kısmını oluşturuyor. Burada sığınaklar, kutsal tapınaklar ve karanlık geceler arasında elinizdeki fenerle ilerliyorsunuz. Bu kısımlar hem görsel hem psikolojik olarak oldukça rahatsız edici.

Bulmacalar da oyuna çeşitlilik katıyor

Her şey sadece ilerlemekten ibaret değil. Bazen sunakları tamamlamanız, farklı görevleri çözmeniz ya da kilitli kapıları açmak için parçalar toplamanız gerekiyor. Bulmacalar aşırı zor değil, ancak düşünmenizi ve dikkatli olmanızı gerektiriyor. Bu sayede oyun tekdüze olmaktan kurtuluyor. Bazı bölümlerde ise kaçış sahneleri devreye giriyor. Serinin eski oyunlarını hatırlatan bu anlarda, arkanıza bakmadan koşmanız şart. Durursanız, karanlık sizi yutuyor ve deliliğin pençesine düşüyorsunuz.

Ayrıca akıl sağlığınızı korumanız da önemli. “Konsantrasyon gücü” adı verilen bir yetenek, savaşlarda önemli rol oynuyor; fakat bunu sık kullanmak akıl sağlığınızı yitirmenize yol açabiliyor. Bu sistem, serinin önceki oyunlarından ayrılan taze bir mekanik getiriyor. Parry ve kaçınma sistemi başlangıçta zor görünse de, kısa sürede alışıyorsunuz.

Savaş sırasında LT tuşuna basılı tutarsanız saldırının geleceği anı yakalayabiliyorsunuz. Düşmanlar saldırı anında açık veriyor ve RT tuşuna doğru anda basarsanız mükemmel bir savunma yapabiliyorsunuz.Bu sistem Souls tarzı kadar zor değil, ama düğmelere rastgele basmaktansa dikkatli oynamayı gerektiriyor. Bir diğer önemli detay da silah dayanıklılığı. Silahlar zamanla yıpranıyor ve onarım kitleriyle tamir etmeniz gerekiyor. Bu da hayatta kalma duygusunu güçlendiriyor.

Sesler ve müzikler atmosferi güçlendiren detaylar

Silent Hill f’in müzikleri ve ses tasarımı, deneyimin en güçlü yanlarından biri. Dinamik ses sistemi, tehlikeyi hissetmenizi sağlıyor. Tehlike anlarında çalan sirenler, ortam sesleri ve uzak yankılar sizi oyunun içine çekiyor. Hinako’nun adımlarını neredeyse kendi adımlarınız gibi hissediyorsunuz. Bu nedenle oyunu kulaklıkla oynamanızı tavsiye ederiz. Çünkü sesler sadece korkutmakla kalmıyor, aynı zamanda yön bulmanıza ve gerilimi artırmaya yardımcı oluyor. Oyunun ses dünyası, tüm deneyimin yüzde ellisini oluşturuyor dersek abartı olmaz.

Geriye kalan yüzde elli ise atmosferin kendisi. Görsel detaylar, grotesk yaratık tasarımları ve karanlık anlar bir araya geldiğinde, oyuncuda yoğun bir huzursuzluk duygusu yaratıyor. Bu rahatsız edici his, oyundan kopmanızı engelliyor. Ayrıca müzikler efsanevi Akira Yamaoka tarafından bestelenmiş. Onun imzasını taşıyan melodiler, hem nostalji yaratıyor hem de oyuna benzersiz bir kimlik kazandırıyor.

Korkudan öldürmeyecek kadar oyun süresi

Silent Hill f’in bitirmek için ortalama 15 saat yeterli oluyor. Elbette bu süre, oyunu nasıl oynadığınıza da bağlı. Haritaları detaylıca keşfetmek ve her detayı görmek isteyenler için bu süre rahatlıkla uzayabilir. Oyunun temposu hızlı ilerlemek için değil, sindirerek oynamak için tasarlanmış. Bu nedenle en iyi deneyimi elde etmek istiyorsanız, her köşeyi keşfetmek, atmosferi solumak ve kendinizi hikâyeye bırakmak en iyisi olacaktır. Çünkü oyun öyle anlar yaşatıyor ki, bitmesini istemiyorsunuz.

Sonuç

Silent Hill f serinin özünü korurken cesur bir dönüşüm geçiriyor. Bilinen unsurları yeni fikirlerle harmanlayarak, oyuncuya farklı bir korku deneyimi yaşatıyor. Hem keşif hem de dövüş sisteminde her adımda tedirginlik hissi garanti. Görsel tarzı, rahatsız edici yaratıkları ve grotesk sahneleriyle oyun, oyuncuyu sürekli diken üstünde tutuyor. Akira Yamaoka’nın müzikleri ile bu atmosferi tamamlayan mükemmel bir bileşen hâline geliyor. Saf bir korku deneyimi arayanlar için eşsiz bir yapım. Silent Hill evreninin en karanlık, en rahatsız edici ama aynı zamanda en büyüleyici oyunlarından biri olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.

90

Yayıncı Konami
Geliştirici NeoBards Entertainment Ltd.
Tür Korku, Aksiyon, Macera
Platform Xbox Series S/X, PC, PS5
Web www.silenthillmemories.net