St Bees Man'in gizemi: 40 yıl önce kurşun kaplı tabutta bulunan, 700 yıllık ceset kime ait?

Yaklaşık 700 yıl önce ölen ve cesedi kurşun kaplı bir tabutta bulunan St Bees Man'in kim olduğu halen tam olarak çözülebilmiş değil. İşin ilginç kısmı ise, mumyalanmış cesedin neredeyse hiç bozulmadan günümüze kadar hiç bozulmadan gelmiş olması.

40 yıl önce kurşun kaplı tabutta bulunan, 700 yıllık ceset kime ait?

40 yıldan biraz daha uzun bir süre önce, kurşun kaplı ahşap bir tabutun içinde bırakılmış bir ortaçağ adamının cesedinin neredeyse mükemmel bir şekilde korunmuş cesedinin keşfedilmesi bir çok kişiyi şaşkına çevirmişti. Araştırmacılar, St Bees Man (Aziz Bees Adamı) olarak adlandırılan bu kişinin kim olduğuna dair bir fikre sahip olduklarına inanıyorlar ama gizem halen kesin olarak çözülmüş değil.

Gizemli keşif, 1981 yılında İngiltere’nin kuzeyindeki Cumbria’daki St Bees Manastırı’nın yıkık koridorunun altında yer alan bir tonozda gerçekleştirildi. Arkeologlar, kurşun kaplı tabutun yanında, yüzyıllar içerisinde yumuşak dokuları tamamen yok olmuş bir kadının iskeleti de buldular.

Kalıntıların yaşı nedeniyle, arkeologlar tabutu açtıklarında başka bir iskeletle daha karşılaşmayı bekliyorlardı. Şaşırtıcı bir şekilde, kefene sıkıca sarılmış, inanılmaz derecede korunmuş bir beden ile karşılaştılar. Muhtemelen, ölen bedenleri korumanın çok eski bir yöntemi olan kurşun kaplı tabut sayesinde ceset sorunsuz bir koşulda korunmuştu.

Araştırmacılar adamın muhtemelen MS 1290 ila 1500 yılları arasında gömüldüğü sonucuna vardı. Tüyler ürpertici bir şekilde hayatını kaybettiğinde, yaklaşık 40 yaşlarındaydı. Öldüğü sırada, muhtemelen bir savaş ya da şiddet eyleminden kaynaklanan çok sayıda çatlağın, kırık bir çenenin yanı sıra akciğerinde de bir delik vardı. Nihai ölüm nedeni, neredeyse kesin olarak yoğun bir travmanın neden olduğu, göğüs boşluğunda hem hava hem de kan bulunması durumu olan hemopnömotorakstı.

St Bees Man'in içinde bulunduğu kurşun kaplı tabut

Uzun bir süredir bu adamın kimliği tam bir sırdı. Pahalı cenaze töreni onun yüksek bir sosyal statüye sahip olduğuna işaret ediyordu, ancak hiçbir yazılı kayıt onun kim olduğunu ve neden bu kadar saygı duyulduğunu kanıtlayamıyordu.

Önde gelen teorilerden biri, 1368’de Kuzey Haçlı Seferleri sırasında günümüz Litvanya’sında ölen Anthony de Lucy adında bir şövalye olduğu yönünde şekilleniyor. 12. yüzyıldan itibaren Batı Avrupa’nın Hıristiyan hükümdarları, bölgeleri Hıristiyanlığa dönüştürmek amacıyla pagan Baltık, Fin ve Batı Slav halklarına karşı bir pek çok askeri sefer yürüttüler.

Chris Robson, St Bees Village History blogunda “İngiliz birliklerinin Kaunas’ta inşa edilen bir kaleye saldırmak için kullanıldığına dair bazı kanıtlar var ve ‘adamlarımızdan üçünün duvarlardan öldürüldüğü’ belirtiliyor. Anthony de Lucy’nin kırık çenesi ve delinmiş akciğeri gibi yaralanmaları da buna uyuyor. Öldürülen üç kişi Anthony, John de Multon ve Roger Felbrigg gibi görünüyor ve en olası tarih 16 Eylül 1368” diye yazıyor.

Kurşun kaplı tabutun yanında bulunan refakatçi kadının kimliği ise daha da büyük bir bilinmeyen olarak karşımıza çıkıyor. Anthony de Lucy’nin karısı daha sonra yeniden evlendi ve yetmişli yaşlarında Londra’da öldü, bu yüzden bulunan bedenin o olması pek mümkün değil. En olası şüpheli, ölümünden sonra servetinin çoğunu miras alan ve kendisiyle yakın bir ilişkisi olduğu görülen kız kardeşi Maud de Lucy.