Uzay giysiniz olmadan uzaya çıkarsanız ne olur?

Uzay giysiniz olmadan uzay boşluğuna düştüğünüzü hayal edin. Sanıldığı gibi vücudunuz patlamaz, anında donmazsınız veya hemen yanarak ölmezsiniz. Peki ama böyle bir durumda vücudunuza ne olacağını hiç merak ettiniz mi?

Uzay giysiniz olmadan uzaya çıkarsanız ne olur?

Kısmen popüler medyadaki tasvirlerin de desteğiyle, vücudunuzun savunmasız, uzay giysisi olmadan uzay boşluğuna maruz kalması durumunda ne olacağına dair merak uzun zamandır devam ediyor. Ve popüler medya çoğunlukla bu olayı yanlış anlatıyor. Örneğin gözleriniz şişerken vücudunuz patlamaz. Kaskınız çıktığı anda buzlu dondurma gibi donmazsınız. Ve son olarak, kesinlikle Güneş’ten sizi pişirebilecek kadar çok enerji almanıza rağmen, yanarak ölmezsiniz.

Üzerinizde uzay giysisi olmamasından kaynaklanan uzay ölümü diğer senaryolara göre çok daha az dramatik ve muhtemelen çok daha az acı verici olacaktır. Ayrıca, üzerinde giysisi bulunan bir astronotun da neredeyse uzayda boğulduğunu ve dolayısıyla her zaman bir risk olduğunu unutmamak gerekiyor. Uzayda giysiniz olmadığında ölümünüze sebep olan şeyler, uygun atmosfer basıncının olmaması ve oksijen eksikliğidir.

Atmosferin yarattığı basınç olmadığında, sıvılar çok daha düşük sıcaklıkta buharlaşır ve vücudumuz söz konusu olduğunda bu, yüzeyimizdeki her şeyin (cilt, ağız, gözler) oldukça hızlı bir şekilde köpüreceği anlamına gelir. Ayrıca basınç eksikliği, ortam basıncının azalması nedeniyle vücut sıvılarında kabarcıkların oluşması anlamına gelen ebülizme de yol açacaktır. Bunlar, çoğunlukla deri altı kabarcıklar olacaktır, ancak potansiyel olarak kana geçerek emboliye de neden olabilirler.

Uzayda vücudunuz parçalanmaz

Vücudunuzun her yerinde çok hızlı bir şekilde köpürmeye neden olan devasa bir mekanizma olsa bile yine de patlamazsınız. Cilt yapısı oldukça esnektir, bu nedenle parçalanmadan normal boyutunuzun iki katına kadar şişebilirsiniz. Genel tavsiye nefesinizi tutmamanızdır: Ani basınç kaybı nedeniyle ciğerlerinizdeki hava genişleyecek ve yırtılmalarına neden olacaktır. Bu nedenle (haklı bir şekilde) çığlık atmak, birkaç saniye de olsa ciğerlerinizin rahat kalmasına yardımcı olabilir.

Ancak bu noktada da oksijen eksikliği devreye giriyor. Solunabilir hava olmadığında yaklaşık 15 saniye içinde bilincinizi kaybedersiniz. Ancak bir dakikaya kadar daha hayatta kalabilirsiniz.

Eğer o sırada bir mucize eseri kurtarıldıysanız, iyileşmeniz sırasında yukarıdaki olayların sonuçlarının dışında çözülmesi gereken başka bir faktör daha ortaya çıkar. Güneş’ten gelen tehlikeli radyasyonun çeşitli kısımları farklı sorunlar yaratır. Örneğin, ultraviyole ışık çok kötü bir güneş yanığına neden olur ve X ışınları gibi daha enerjik ışıklar DNA’nıza zarar vererek kansere yakalanma olasılığınızı artırır.