"Uçan araba" teknolojisinin geleceğine dair beklentiler sürerken, Çin’de yaşanan bir kaza bu alandaki güvenlik sorularını yeniden gündeme taşıdı. Çin’in Jilin eyaletinde düzenlenecek olan Changchun Hava Gösterisi’nin provasında, iki uçan araba havada çarpıştı. Kazada bir pilot yaralandı, bir araç ise yere çakılarak alev aldı.
Olay, Çin merkezli XPeng AeroHT şirketine ait iki elektrikli hava aracı arasında yaşandı. Uçan araçlardan biri çarpışmanın ardından acil iniş yaparken, diğeri ciddi hasar aldı ve yere düşerek yangına neden oldu. O anlara ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, kazanın nedeni henüz netleşmedi.
Şirketten yapılan ilk açıklamada, kazanın uçuş sırasında araçlar arasında yeterli mesafe bırakılmaması nedeniyle meydana geldiği belirtildi. Gövdesi hasar gören araç iniş sırasında alev aldı. Yaralanan pilotun sağlık durumuna ilişkin resmi bir bilgi ise henüz paylaşılmadı. XPeng, olaya ilişkin soru önergelerine şu an için yanıt vermediğini bildirdi.
Uçan arabalar: Yıllardır gerçek olamayan hayal
Uçan arabalar uzun süredir bilim kurgu filmlerinin ötesine geçmeye çalışıyor. Teknoloji her geçen yıl biraz daha ilerliyor, ama bu araçların günlük yaşama entegre olması halen birçok zorluk barındırıyor. XPeng AeroHT, bu alanda çalışan en dikkat çekici Çinli girişimlerden biri. Şirketin AeroHT adlı birimi, 2020 yılından bu yana farklı eVTOL (elektrikli dikey kalkış ve iniş) modelleri üzerinde çalışıyor.
Çarpışmaya karışan aracın XPeng’in hangi modeli olduğu henüz netlik kazanmadı. Bazı kaynaklar, 2021 yılında geliştirilen ve zaman zaman "uçan araba" olarak anılan X2 modeline işaret etse de bu bilgi henüz resmi olarak doğrulanmış değil. Tekerleği bulunmayan ve sadece havada hareket edebilen X2, aslında geleneksel anlamda bir “araba”dan çok, kısa mesafeli hava taşımacılığı için geliştirilen kompakt bir hava aracı niteliği taşıyor.
Uçan arabalar (ya da araçlar), onlarca yıldır “çok yakında hayatımıza girecek” denilerek tanıtılıyor. Ancak bu vaatlerin büyük bir kısmı, ya teknik yetersizliklerle ya da yasal düzenlemelerle karşı karşıya kalıyor. Çünkü bu araçları üretmek kadar, onları güvenli şekilde uçurmak da ciddi sorumluluk gerektiriyor. Dünyanın birçok yerinde düzenleyici kurumlar, bu tip hava araçlarına henüz sınırlı izinler veriyor. Test uçuşları ise genellikle kontrollü alanlarla sınırlı tutuluyor.
Bugün birçok şirket “uçan araba” geliştirme sürecinde olsa da, bu araçların gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesi için yalnızca mühendislik çözümleri yeterli değil. Tıpkı Changchun’daki kazada olduğu gibi, beklenmedik durumlar, hava güvenliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.