Bilim insanları, beynimizin doğal olarak ışık yaydığını keşfetti. Bu biyolojik ışımanın gizemini çözmek, nörolojik hastalıklar ve beyin fonksiyonları hakkında çığır açan bilgiler sağlayabilir.
Bilim insanları, beyin dokusunun kendiliğinden, dışarıdan herhangi bir uyarım olmadan çok zayıf bir ışık yaydığını gözlemledi. Daha yakından incelediklerinde, enerji üretildiğinde foton üretimi sayesinde beynin gerçekten parladığını buldular. Ayrıca, ışığın varlığının, bir petri kabındaki birkaç hücreye bakmaktan ziyade, doğrudan canlı bir beynin içinde yakalandığında çok daha fazla olduğunu buldular.
Bu fenomen, biyolojik ışıma veya biyofoton emisyonu olarak adlandırılıyor ve ilk bakışta kulağa bilim kurgu gibi gelse de, aslında hücrelerimizin içinde meydana gelen biyokimyasal reaksiyonların doğal bir sonucu olduğu düşünülüyor. Ancak bu ışımanın tam olarak ne işe yaradığı ve beyin fonksiyonlarıyla nasıl bir ilişkisi olduğu henüz tam olarak anlaşılamadı.
Hastalıklara çare bulmak için anahtar olabilir
Bu ilginç keşif, özellikle sinirbilim ve biyofizik alanında çalışan araştırmacıların dikkatini çekiyor. Beyin hücrelerindeki metabolik süreçler sırasında, özellikle oksidatif reaksiyonlar sırasında, serbest radikallerin oluşumu ve bunların ardından ortaya çıkan kimyasal olaylar çok düşük seviyede ışık fotonlarının yayılmasına neden olabiliyor. Bu ışık, gözle görülemeyecek kadar zayıf olmasına rağmen, hassas dedektörler ve özel ekipmanlar aracılığıyla ölçülebiliyor. Bilim insanları, bu ışımanın sadece atık bir yan ürün mü olduğunu, yoksa beyin hücreleri arasında henüz bilinmeyen bir iletişim veya bilgi aktarım mekanizmasında rol oynayıp oynamadığını araştırıyor.
Araştırmacılar, beynin yaydığı bu ışık kalıplarını inceleyerek, nörolojik hastalıklar hakkında yeni ipuçları bulmayı umuyor. Örneğin, Alzheimer, Parkinson veya epilepsi gibi durumların, beyindeki biyofoton emisyonlarını etkileyip etkilemediği veya bu ışıma modellerinde anormalliklere yol açıp açmadığı inceleniyor.