Destiny : Beklenen inceleme!

HALO'nun yapımcısı Bungie'nin uzun zamandır büyük merakla beklenen yeni oyunu Destiny ne kadar iyi?

Destiny İNCELEME!

Microsoft'un efsanevi aksiyon/FPS oyunu HALO'nun yapımcısı Bungie'nin bir süre önce duyurduğu yeni video oyunu Destiny, video oyun dünyasında büyük heyecan yaratmıştı.

Bungie'nin açıklamalarına göre, MMO özelliklerine sahip olacak ancak tek kişilik de rahatça oynanabilecek, silah modifikasyonu, düşman üzerinden düşen ganimetler, diğer oyuncularla etkileşim ve ticaret gibi yeteneklere sahip olacak Destiny'nin en etkileyici özelliklerinden biri de, açık dünya / sandbox yapısıyla hazırlanıyor olmasıydı.

Destiny, birkaç gün önce piyasaya çıktı. Bungie'nin 500 milyon dolar gibi devasa bir bütçeyle ortaya çıkardığı bu dev oyun, satışa çıktığının ilk günlerinde büyük bir talep gördü. Bungie'nin iddiasına göre, oyun ulaştığı satış rakamı ile yapım bütçesini çoktan çıkarmış ve kara geçmiş bulunuyor.

Peki ama, "devrim yaratmak" gibi bir iddia ile ortaya çıkan ve sadece Sony ve Microsoft konsollarında çalışan ancak PC'ye çıkmayacağı söylenen bu oyun, gerçekten bir devrim mi, yoksa büyük bir hayal kırıklığı mı? Birlikte inceleyip görelim.

Etkileyici bir görünüm

Etkileyici bir görünüm

Destiny, ilk duyurulduğu andan beri, medyaya servis edilen ekran görüntüleri ve oyun içi videolarıyla tüm oyun dünyasının büyük ilgisini çekti. HALO ile yıllardır rüştünü ispatlamış bir oyun geliştiricisi olarak güven uyandıran Bungie'nin yayınladığı görüntüler, yüksek kalitesi ile oyun severleri cezbederken, oyun için videolardaki animasyonların kalitesi, düşmanların sinsice süzülmesi, silahların efektleri, çok başarılı bir şekilde yaratılmış kıyamet sonrası gizemli gelecek atmosferi, insanoğlunu yıllardır karşı koyamadığı "kıyametten sonra dünyada hayatta kalmak için savaşan insanlar" konusuyla birleşince, Destiny çok büyük bir merak uyandırmayı başardı.

Konuyu da unutmayalım

Oyunun konusu, ay büyüklüğünde gizemli bir uzay gemisi olan Traveller'ın güneş sistemine girmesiyle başlıyor. Son derece barışçıl bir varlık olan Traveller insanoğlunun Mars'ı ve diğer bazı gezegenleri kolonileştirip bu gezegenlerde atmosfer üretmesine yardımcı oluyor. İnsanoğlu başına gelen bu güzel mucizeye sevinirken ve Traveller sayesinde insanoğlu medeniyetini başka galaksilere taşımanın hayalini kurarken, Traveller'in ezeli düşmanı olan bir uzaylı ırk onun izini bularak güneş sistemine giriyor ve her şeyi yerle bir ediyor.

İnsanoğlu yine Traveller'in yardımıyla bu düşmanın karşısında hayatta kalmayı başarıyor ancak çok büyük bir hasar alıyor ve hayatta kalan az sayıda insan, Tower isimli bir kaleyde yaşamaya başlıyor. Bu kale, oyuncuların sosyalleşip, eşya satın alabildiği merkezi bir sosyal alan işlevi görüyor ve buradan Güneş sistemi içindeki farklı gezegenler üzerine göreve çıkabiliyorlar. Oyuncuların amacı, düşman uzaylılardan arta kalan saldırgan birimlerle dolu olan mekanları basıp verilen görevleri yerine getirmek, yetenek kazanmak ve elbette ganimet toplamak...

Konu, RPG ve FPS severleri çok kolayca cezbedecek kadar açık ve net. Düşman uzaylılar ve onların getirdiği onca gizemli teknoloji, yeni silahlar, yeni zırhlar, ganimetler ve uçsuz bucaksız, açık dünya formatında savaş alanları... Milyonlarca insanın piyasaya çıktığı ilk gün 60 Euro fiyat etiketli oyunu satın almak için sıraya girmesinin sebebi, işte bu özellikler...

Oynanış

Oynanış

Destiny, alışılmış MMO oyunlarına benzemiyor, zira kendisi aslında tam olarak MMO oyunu da sayılmaz. Destiny aslında, Call of Duty'nin online versiyona benzetilebilir. Bir görev için gerçek oyuncular birleşip aynı haritada savaşa giriyor. Elbette, haritayı tek başınıza da oynayabilirsiniz veya diğer oyuncularla hiç iletişim kurmadan kendi arzunuza göre harita içinde dolanabilirsiniz.

Oyunda üç farklı sınıf bulunuyor. Oyuncu oyuna başlarken bu sınıflardan birini seçebiliyor. Hunter, Titan ve Warlock sınıfları, tahmin edebileceğiniz üzere, kendine has yeteneklere ve zayıf noktalara sahip. Oyuncunun başlangıç aşamasında bu sınıfları iyice inceleyerek, kendine uygun oynanış stiline uyan sınıfı seçmesi gerekecek. Bu sınıfları kısaca tanımak gerekirse, Hunter sınıfını keşif birliği ve keskin nişancı gibi düşünebilirsiniz. Titan sınıfı, ağır zırhlı savaşçı bir sınıfken, Warlock ise fantezi dünyasındaki büyücü sınıfına denk düşüyor ve silahlarına ek olarak güçlü yetenekleri ile düşmanı bertaraf ediyor.

Oyun, görevlere çıkmak, düşmanla yüzleşmek ve onları nasıl alt edeceğinizi düşünüp farklı taktikleri değerlendirmek ve ardından ganimetlerinizle birlikte Tower'a dönüp karakterinizi geliştirmek, yeni silahlar almak rutini üzerinde devam ediyor.

Bu formülü başarıyla yürütebilen oyunların, oyuncunun karşısına sürekli yeni düşmanlar, yeni haritalar, yeni öyküler, yeni ganimetler ve yeni olasılıklar çıkardığını biliyoruz. Böylece oyuncular sıkılmadan bir görevden diğerine giderek oyunları yıllarca oynayabiliyorlar. World of Warcraft'ın da diğer başarılı MMO oyunlarının da uygulamış olduğu bu basit formülün Destiny için de geçerli olduğunu söylemek kolay değil. Bu yüzdendir ki, oyunun ilk heyecanını alan pek çok oyuncu, bir kaç gün sonra şikayetlerini dile getirmeye başladılar.

Peki ne oldu ve insanlar niçin oyundan şikayet etmeye başladılar?

Vaadedilenler verildi mi?

Vaadedilenler verildi mi?

Destiny, olağanüstü güzel görünümüyle bilim kurgu bir dünyayı son derece başarıyla hayata geçiriyor. Konsolların bağlı olduğu yüksek çözünürlüklü dev televizyonlarda bu oyunu oynamak gerçekten çok etkileyici. Silahların güçlü tepkileri, ses efektleri düşmanla köşe kapmaca oynamak ve çatışma hissi son derece etkileyici şekilde oyuncuya geçiyor.

Ancak, Destiny sadece bu nitelikleriyle oyuncuları sonsuza kadar mutlu edemiyor zira kısa süre sonra oyun kendini tekrara başlıyor. Aynı düşmanlar, aynı hareketler, aynı taktikler oyuncuyu esir ediyor. Üstelik oyunun geliştirme aşamasında söz verilen "açık dünya" oyunda yer almıyor. Aksine, açık dünya hissi yaratması için hazırlanmış büyük haritalar bulunuyor ancak bu haritalarda da karşınıza fazla seçenek çıkmıyor. Bir görevi ya sağdan, ya soldan devam ederek bitirebiliyorsunuz. Oysa oyuncular artık açık dünya denildiğinde, Elder Scrolls serilerinde olduğu gibi, kendi kendine yaşayan, oyuncunun özgürce seyahat ederek yaşayan bir dünya keşfedebildiği sanal dünyaları anlıyor. Ne yazık ki, Destiny bu konuda övünebilecek son oyunlardan biri.

Üstelik kendini tekrar eden, oyuncuya sürprizler ve yeni heyecanlar sunmayan oyun yapısı da göz önüne alınınca, Destiny için hayal kırıklığı yaratan bir oyun olduğu yorumunu yapmak zor değil.

Elbette FPS türünü seven konsol oyuncularının multiplayer bir eğlence olarak oyunu uzun süre oynaması da mümkün. Eğer kendinizi bir Call of Duty oyuncusu olarak tanımlıyorsanız, Desitny önünüzde yeni ufuklar açacak, FPS türünü zenginleştiren önemli bir oyun olarak oyun kütüphanenizde yer alabilir. Ancak eğer oyunun reklamlarındaki açık dünya, MMO, RPG gibi özelliklerinden etkilenen, Elder Scrolls türü derin içeriğe sahip oyunları seven bir oyuncuysanız, Destiny sizi kısa sürede hayal kırıklıklarının dev dalgaları arasında sağa sola savura savura pişman edecektir.

Konsol oyuncularının kaderi değişecek mi?

Okuyucu Yorumları