Baharatlı yiyecekler yemek vücudumuzda çeşitli tepkilere yol açabiliyor. Anlaşılmaz bir mutluluk, kalp atışının hızlanması, karıncalanan bir dil, gastrointestinal kıyamet, gözyaşları bunlardan sadece birkaçıdır. Ayrıca, bol acılı yiyecekler garip bir şekilde burun akıntısına da neden olabilir.
Baharatlı yiyeceklerden kaynaklanan yanma hissinin sebebi genellikle kapsaisin adı verilen bir kimyasaldır. Bu bileşik, Capsicum cinsine ait meyveler olan ve göreceli olarak tatlı dolmalık biberden acısıyla ünlü Carolina Reaper biberine kadar çok fazla türü içeren acı biberlerin aktif bileşenidir. Temel olarak tohumları tutan ince zarda bulunur, ancak bazı acı biberlerin etli kısmında da bulunabilir.
Bu kimyasallar vücudun mukoza zarlarını, mide, akciğerler, ağız, gözler ve burun delikleri gibi bazı organların ve vücut boşluklarının iç astarını tahriş eder. Tahriş tepkisi, kimyasalın ağrı ve ısıyla uyarılan zardaki belirli reseptörlere tutunmasıyla tetiklenir. Kapsais kimyasalının tetiklediği reseptör TRPV1 olarak adlandırılır.
Bu tepkiyle beraber vücut ve beyin tehdit altında olduklarına inanmaya yönlendirilir. Bu yüzden zarlara yabancı cismi temizlemek için daha fazla mukus pompalamaları talimatı iletilir. Bu nedenle vücudumuz tükürük salgılamaya başlar, gözlerimiz yaşarır ve burnumuz mukusla dolmaya başlar. Baharatlı yiyecekleri koklamasanız bile, ağzınızdaki ve boğazınızdaki duyusal sinirler, burun boşluğunuzdaki sinirlerle aynı yolları paylaştığı için burnunuz tepki vermeye zorlanabilir.
Acı biber bitkileri, hayvanların onları yemesini engellemek için caydırıcı olarak kapsaisin üretir. Temel olarak bu kimyasal, bitkilerin kendilerini korumak için verdikleri savaşın bir parçasıdır. Ancak ilginç bir şekilde kapsaisin yalnızca memelilerde tahrişe sebep olur. Örneğin kuşlar, TRPV1 reseptörleri bizim sahip olduklarımızdan biraz daha farklı olduğu için kırmızı acı biberleri sorunsuz bir şekilde yiyebilirler.
Bu kadar soruna rağmen, acı yemeyi neden seviyoruz?
İnsanlar ve ağaç sivrifareleri, kapsaisinin yanma etkisini aktif olarak arayan bilinen tek memelilerdir. Bunun nedeni türümüzün veya ağaç sivrifarelerinin acı çekmeyi sevmesi değildir.
İnsanlarda bunun nedeni basitçe, bu şekilde ağrı reseptörlerinin ateşlenmesinin hafif bir stres tepkisini tetikleyebilmesi ve bu da vücudun endorfin ve dopamin gibi “iyi hissettiren kimyasallar” salgılamasını tetikleyebilmesidir. Buna karşılık, ağaç sivrifarelerinin TRPV1 reseptörlerinde genetik bir mutasyon vardır ve bu da onları kapsaisinin neden olduğu “yanmaya” karşı daha az hassas hale getirir.
Kapsaisin, aşırı miktarlarda tüketildiğinde yoğun ağrıdan gastrointestinal sıkıntıya kadar pek çok rahatsız edici semptoma neden olabilmesine rağmen, insanlar için doğal olarak zehirli değildir. Bununla ilişkili “sorunlar” büyük ölçüde kimyasalın kendisinin zararlı olmasından ziyade vücudumuzun ona verdiği doğal tepkiden kaynaklanır.
Yine de kapsaisin ve diğer ilgili kapsaisinoidler, bazı biber gazları ve ayı spreylerinin aktif bileşenleridir. Kimyasalı içeren bir spreyin 200 kilogramlık bir boz ayıyı uzaklaştırmaya yeterli olduğu düşünülürse, acı biberlerin vücudumuzda yarattığı etkileri biraz daha ciddiye almakta fayda olabilir.