Antik atalarımız gökyüzünü gözlemlediğinde, gökteki çeşitli cisimlerin hareket ettiğini görüyorlardı. Güneş sürekli aynı yönden doğuyor ve aynı yönden batıyordu. Yıldızlar da, tahmin edilebilir bir yol izliyorlardı. Tüm gök cisimleri, Dünya'nın etrafında dönüyor gibi görünüyordu.
Tüm bu gözlemlerine dayanan ve güneş sistemimiz hakkında kısıtlı bilgiye sahip olan atalarımız, Dünya'nın merkezinde olduğu bir yıldız sistemi hayal ediyorlardı. Öyle ki, birçok Yunan filozofu da, Dünya merkezli güneş sistemini desteklemişlerdi.
Güneş merkezli güneş sistemi modeliyse, ilk olarak M.Ö. 250 yılında ortaya atılmış ancak 16. yüzyılda, Kopernik'in çalışmalarına kadar bu görüş fazla tanınma şansı bulamamıştı. Bu görüş, Kopernik tarafından 1513 yılında yayınlandığında, kilise tarafından büyük baskı ve yasaklama görerek, 1835 yılına kadar yasak sebebiyle kabul görememişti.
Yasağın sürdüğü 17. yüzyılda, Kopernik'in görüşlerini savunan Galileo Galilei, güneş merkezli modeli savunan yazılar yayınladı. Görüşleri sebebiyle iki kez Engizisyon önüne çıkarılan Galileo, ilk yargılanmasında sadece uyarı aldı. İkinci kez Engizisyon önüne çıktığında 70 yaşında olan Gelileo, ömür boyu hapse mahkum edildi. Bu cezası daha sonra ev hapsine çevrilen Galileo kör oldu ve 78 yaşında hayatını kaybetti.