'Şam'daki lezbiyen' Türkiye'de bir adammış!

Son dönemde internetin altını üstüne getiren "kahraman" meğer Türkiye'deymiş. Hem de...

İstanbul'da ama gerçek değil!

İstanbul'da tatilini sürdüren Tom MacMaster, Şam'da yaşayan bir lezbiyen blog yazarını taklit ettiğinden dolayı çok üzgün olduğunu söyledi.

MacMaster, Suriye'deki ayaklanmanın sembolü haline gelen Emine Arraf adındaki hayali Suriyeli-ABD'li bir kız hakkında hikaye uydurarak, Arraf'ın Esat rejimi tarafından alıkonulduğunu söylemişti. Bu sayede tüm ilgileri üstünde toplamayı başaran MacMaster, Arraf'ın Facebook 'destek' sayfasına da 14.000 kişiyi çekmişti. Emine Arraf, MacMaster'ın hayali bir ürünü de olsa 'Şam'da bir gey kız'ın yapımcısı, blog'da yazılanların gerçek olduğunu ve yanıltıcı olmadığını söylüyor.

Ancak MacMaster, herhangi bir şekilde bu hikayeden dolayı zarar gören 'herkesten' özür diliyor. MacMaster, dünyanın ilgisini gerçek yerlerdeki gerçek insanlara ve önemli olaylara çektiğini ve gerçek insanların güvenliğini tehlikeye attığını ve pişman olduğunu söylüyor.

'Emine Hem eğlenceli, hem de cilveliydi'

'Emine Hem eğlenceli, hem de cilveliydi'

'Orta doğu'da inanılmaz derecede cahil ve aptalca durumların tekrarlandığını gördüm ve bu nedenle onu uydurdum. İlk başta sadece bir isimdi: Emine Arraf. Blog'larda ve haber sitelerinde yorum yapıyordu.

Emine Arraf canlanmıştı. Sesini duyabiliyordum, kişiliği ise temiz ve güçlüydü. Emine hem eğlenceli, hem de akıllı, hem sinir bozucu, hem de cilveliydi.

Dini düşünceleri ve cinsellikle ilgili bazı sorunlar yaşıyordu ve Arap olarak Amerika'da yaşamanın bir yolunu arıyordu. İnancı ile cinselliğini dengeleyecek bir yol ve hem Amerikan hem de Arap olmanın yollarını arıyordu. Ve her şey yolundan çıktı. Emine'yi nasıl susturacağımı düşünemedim ve gittikçe büyüdü. Ve şimdi onu bitiriyorum. O benim. O hiç bir zaman var olmadı. Bir nevi kendimi dünyadaki en kötü insan gibi hissediyorum.'

MacMaster, 'odağı başka yöne taşımayı' da çalıştığını ve herkesi Arap dünyasına özgürlük getirmek isteyen aktivistlere konstantre olmaya yöneltmek istediğini de söyledi.

Hürriyet'in MacMaster ile ilk yüz yüze röportajı

Hürriyet'in MacMaster ile ilk yüz yüze röportajı

MacMaster'ın kaldığı yerde onunla röportaj yapmayı başaran Hürriyet ise ilk 'yüz yüze söyleşi'yi gerçekleştirmiş. İşte Hürriyet'in soruları ve MacMaster'ın itirafları:

"Neden? Neden var olmayan bir karakter yaratıp, bu kadar insanla ilişki kurdun?"

MacMaster belli ki bu soruya hazırlıklı, hemen yanıtladı:

"Başta bloglara, haberlere, tartışma gruplarına yorum yazmak için yarattım bu kimliği. Bir Amerikalı olarak ABD'nin Ortadoğu politikalarını eleştirdiğimde beni 'Amerikan düşmanlığı' ile suçluyorlardı. Ama Emine olarak yazınca insanlar vermek istediğim mesajı anlıyorlardı. Sonra zaman içinde karakter gelişti. Ama asla bu kadar büyüyeceğini düşünmedim."

Emine Araf, MacMaster'ın bir kitap için kurguladığı bir karakter aslında. Suriyeli, eşcinsel ve hem Doğu hem de Batı kültürünü yakından bilen bir karakter.

MacMaster, tek bir kişiden ilham almamış. "Tanıdığım, arkadaşım 4-5 kişinin bir birleşimi aslında Emine. Ama düşüncelerinde, duygularında çokça ben var."

Emine'nin ilk ortaya çıkışı: 2003!

Emine'nin ilk ortaya çıkışı: 2003!

MacMaster, bu karakteri ilk olarak 2003-2004 yıllarında yaratıyor. Ancak yapılan araştırmalarda bu karakterin 2007 yılından sonra oldukça aktif bir hale geldiği ortaya çıktı.

MacMaster'ın "masum" olduğunu söylediği bir amaçla başlayan bu oyunu, bir anda okur ve medya ilgisi buluyor.

"Ben bir yazarım. Bana 'Ne kadar yakışıklısın' derlerse, mutlu olurum. Ama 'Ne kadar iyi yazıyorsun' denirse havalara uçarım. İnsanlar yazdıklarımı beğendi ve sonra basın ilgi göstermeye başladı. 'Guardian beni aradı demek ki herkesi kandırabilecek kadar zekiyim' dedim, egom şişti. Bırakmaya çalıştım ama yapamadım."

MacMaster, ısrarlı sorular karşısında bu olayın arkasında bir istihbarat kuruluşunun olabileceği yönündeki iddialara sadece güldüğünü söyledi. "Sadece bendim. Kimse bilmiyordu. Ne karım ne de arkadaşlarım. Tek başıma yaptım her şeyi."

"Çok pişmanım"

MacMaster yaptıklarından dolayı pişman olduğunu söylüyor. Özellikle de kendisinin bu sahtekarlığı yüzünden Ortadoğu'daki gerçek aktivistlerin zarar görmesi halinde bunun sorumluluğunu da kabul ediyor. Kendi deyimiyle, "yaptıklarından çok ama çok üzüntü duyuyor".

Öyle ya da böyle MacMaster, son yılların en ciddi internet sahtekarlığına imza atan isim. Hakkında dava açılması, hukuki yollara başvurulması gündemde.

MacMaster bu işten şahsi olarak ne kadar zarar görür bilinmez ancak en büyük zararı, gazetecilerin sokulmadığı Arap ülkelerinden haber verme işini gönüllü üstlenen onlarca isimsiz, internet aktivistinin gördüğü kesin.

Belki son sözü de MacMaster'a vermek gerekiyor:

"Eskiden kendimi iyi bir insan olarak nitelendirirdim. Ancak artık bundan emin değilim."

Okuyucu Yorumları