Yıllarca inandığımız, 10 astronomi yanılgısı!
İnsan oğlunun yıllar boyunca doğru sandığı ama gerçekle hiç ilgisi olmayan, 10 büyük yanlış!

8
10
Bilim insanları, diğer gezegenlerde hayat olup olmadığını aramaya devam ediyor. Bazı hipotezlere göre, bir yıldızın ölmeye başlayıp kızıl deve dönüşmesi neticesinde artan ısısı, kendi etrafında dönen buzul gezegenleri ısıtacak ve bu durum, eriyen buzul gezegenlerde hayatın başlamasını sağlayabilecekti.
Bu hipotezi destekleyenler, kendi güneşimiz ölmeye başladığında Mars'ın yeterince ısınarak hayatın oluşumu için destek sağlayabilecek şartlara kavuşabileceğini savunuyordu. Günümüzde bu inanış büyük ölçüde terk edilse de, Dünya benzeri gezegenler arama çabalarımız sürüyor.
2009 yılında NASA tarafından başlatılan Kepler görevi, güneş sistemimiz dışında Dünya benzeri gezegenler aramayı amaçlıyor.
Antik geçmişteyse insanlık, Dünya dışı yaşamın çok daha yakında, Ay'da bulunduğuna inanıyordu. 15. yüzyılda yaşamış bir Alman filozof ve aynı zamanda Katolik başpapazı olan Nicolas of Cusa, Güneş'te bazı mistik hayvanların yaşıyor olabileceğini, Ay'da ise akıl hastası canlıların bulunabileceğini öne sürüyordu.

9
10
Antik atalarımız gökyüzünü gözlemlediğinde, gökteki çeşitli cisimlerin hareket ettiğini görüyorlardı. Güneş sürekli aynı yönden doğuyor ve aynı yönden batıyordu. Yıldızlar da, tahmin edilebilir bir yol izliyorlardı. Tüm gök cisimleri, Dünya'nın etrafında dönüyor gibi görünüyordu.
Tüm bu gözlemlerine dayanan ve güneş sistemimiz hakkında kısıtlı bilgiye sahip olan atalarımız, Dünya'nın merkezinde olduğu bir yıldız sistemi hayal ediyorlardı. Öyle ki, birçok Yunan filozofu da, Dünya merkezli güneş sistemini desteklemişlerdi.
Güneş merkezli güneş sistemi modeliyse, ilk olarak M.Ö. 250 yılında ortaya atılmış ancak 16. yüzyılda, Kopernik'in çalışmalarına kadar bu görüş fazla tanınma şansı bulamamıştı. Bu görüş, Kopernik tarafından 1513 yılında yayınlandığında, kilise tarafından büyük baskı ve yasaklama görerek, 1835 yılına kadar yasak sebebiyle kabul görememişti.
Yasağın sürdüğü 17. yüzyılda, Kopernik'in görüşlerini savunan Galileo Galilei, güneş merkezli modeli savunan yazılar yayınladı. Görüşleri sebebiyle iki kez Engizisyon önüne çıkarılan Galileo, ilk yargılanmasında sadece uyarı aldı. İkinci kez Engizisyon önüne çıktığında 70 yaşında olan Gelileo, ömür boyu hapse mahkum edildi. Bu cezası daha sonra ev hapsine çevrilen Galileo kör oldu ve 78 yaşında hayatını kaybetti.

10
10
Astronomi verilerini yanlış yorumlayanlar sadece antik atalarımız değiller. Geçtiğimiz yıllarda dolaşan dedikodular, 2012 yılının Aralık ayında, Dünya'nın sonunun geleceğini iddia ediyordu. Bu görüşe inananların dayanağı ise, Maya takviminin 2012 yılının Aralık ayında bitmesi ve takvimin bitişinin, Güneş'in evrelerinden birinin sona ermesi anlamına gelmesi olduğuydu.
Neyse ki bu inanış, eski atalarımızın düştüğü yanılgıların bir tekrarından başka bir şey değildi ve sadece astronomiyi değil, Maya takvimini de yanlış yorumluyordu. Aynen modern takvimlerde olduğu gibi, Maya takviminin de bir sonu ve tekrarlayan bir döngüsü bulunmaktadır. Tek farkı, Maya takvimi 12 ayda değil, 52 yılda sona eriyordu. Bunun yanı sıra Maya takvimi, uzun hesap adı verilen şaşırtıcı bir zaman hesaplama tekniğini de sahipti.
Uzun hesap sisteminin başlangıç tarihi tam olarak, M.Ö. 3113 yılının 12 Ağustos günüydü. Araştırmacılara göre Maya'lılar, bu tarihin ilahlarının doğum günü olduğuna inanıyorlardı. Tarihler de, Güneş, Ay veya Venüs yılıyla değil, bu dönemlerin katlarıyla ifade ediliyordu.
Bu takvimin sonunun, dünyanın sonu anlamına geleceğini ortaya atanlar ise birçok geçersiz iddia gibi, bu tarihte Dünya, Güneş ve Samanyolu Galaksisi'nin aynı hizaya geleceğini gerekçe göstermektedir. Oysa bu hizalama sadece 2012 yılında değil, her Aralık ayında, herhangi bir felakete sebep olmaksızın yaşanmaktadır.