Koronavirüsü bu kadar bulaşıcı yapan nedir? İkinci bir yol keşfedildi

Çin'de başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs bulaşıcılığını arttırmaya devam ediyor. Virüsü bu kadar fazla bulaşıcı hale getiren şeyin tam olarak ne olduğu da bir yandan araştırılıyor. Yeni araştırmalar, virüsün hücrelerimize girmede kullandığı başka bir yolu daha ortaya çıkardı...

COVID-19 neden bu kadar bulaşıcı?

2019'un Aralık ayından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeni ile 1 milyondan fazla kişi hayatını kaybetti. Şu ana kadar toplam vaka sayısı 44 milyonu geçti. Virüs etkisini kaybetmek yerine bulaşıcılığını arttırmaya devam ediyor. Peki koronavirüsü bu kadar bulaşıcı yapan nedir?

VİRÜS HÜCRELERİMİZE GİRERKEN BAŞKA BİR YOL DAHA KULLANIYOR

Popsci'nin haberine göre Almanya'daki Münih Teknik Üniversitesi ile Finlandiya'daki Helsinki Üniversitesi'nde çalışan araştırmacıların önderliğinde yapılan çalışma ile virüsün hücrelerimize girmede kullandığı başka bir yolu daha ortaya çıkmış.

Yürütülen çalışmada, nöropilin-1 adı verilen bir almacın (reseptör), koronavirüse dokularımıza bulaşırken yardım ettiği keşfedilmiş. Bu özel protein, burun boşluğunu kaplayan hücrelerde nispeten bolca yer alıyor. Bu sayede virüsün hücrelerimize yerleşmesi, çoğalması ve daha sonra yeni bir konağa yayılması da kolaylaşıyor.

Bu tip moleküler maymuncuklar, her iki SARS koronavirüsünün de akciğerlerimizi kaplayan dokudan, sindirim sistemimize kadar vücutlarımızda bulunan geniş bir doku çeşitliliğine neden bu kadar zarar verdiğini çok iyi açıklıyor.

ÇALIŞMANIN BAŞLANGIÇ NOKTASI SARS VE KORONAVİRÜSÜN NEDEN FARKLI YAYILDIĞI

Helsinki Üniversitesi'nde virüsbilimci olan Ravi Ojha, şöyle söylüyor: "Çalışmamızın başlangıç noktası, 2003 yılında çok daha ufak bir salgına yol açan SARS-CoV koronavirüsü ile SARS-CoV-2'nin; aynı ana reseptör ACE2'yi kullanıyor olsalar bile neden böyle farklı bir şekilde yayıldığı sorusuydu".

Kendisi de Helsinki Üniversitesi'nde virüsbilimci olan Olli Vapalahti ise şöyle aktarıyor: "Eski akrabasıyla karşılaştırıldığı zaman yeni koronavirüs, yüzey proteinlerinde 'fazladan bir parça' kazanmış ki bunlar; Ebola, HIV ve diğer virüslerin yanısıra yüksek oranda patojenik kuş gribi soyları gibi insanları mahveden pek çok virüsün dikenlerinde de bulunuyor"

Nöropilin-1'in, burun boşluğu içerisindeki sinir dokularında büyük miktarlarda ifade edilmesi sebebiyle, virüslü bir damlacığı burnumuza çektiğimiz anda SARS-CoV-2'nin önüne kırmızı bir halı serildiğini düşünebiliriz.

COVİD-19'LU HASTALARDAN ÖRNEKLER ALINMIŞ

Vefat etmiş COVID-19 hastalarından alınan ve nöropilin-1 ifade eden doku örneklerine yakından bakılınca, şüpheler artmış. Farelerin yer aldığı bir deney, virüsün sinir sistemimize girişine yardım etmede almacın rolünün onaylanmasına yardımcı olmuş.

Okuyucu Yorumları