Teknoloji hiç görülmemiş bir hızla gelişmekte ve günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Peki bu gerçeğin, geleceğimizi ve geleceğin evlerini nasıl şekillendireceğini hiç düşündünüz mü?
Evin her köşesinin ekranlarla donatıldığı, robot hizmetkârların her işimize koştuğu bir ev hayali, muhtemelen fazla abartılı olacaktır. Ancak bu durum, geleceğin evlerinin, insanların tüm ihtiyaçlarını düşünerek, bu ihtiyaçları karşılamaya çalışan akıllı varlıklar olmayacağı anlamına gelmiyor.
Geleceğin evleri, adeta bizimle birlikte yaşayan, günlük ihtiyaçlarımıza tepki veren, eğlence ihtiyaçlarımızı karşılayan ve hatta hastalandığımızda sağlığımızla ilgilenen varlıklar olacaklar. Üstelik tüm bu kolaylığı, cihazlardan ve belirli odalardan bağımsız olarak evin her yerinde sağlayacaklar.
Evde yaşayan herkesin, günlük rutinlerinin ve alışkanlıklarının farkında olacak bu evler, birkaç kontrol cihazından kontrol edilmek yerine, evimizin her yerini kontrol arayüzü haline getirecekler.
Şimdi, tüm bu teknolojinin nasıl çalışacağına ve hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına göz atalım...
Teknoloji ve konfor...
Geleceğin evleri, evde yaşayan bireylerin isteklerinden ve içinde bulundukları durumdan haberdar olacak. Örneğin, siz banyodayken aynadaki ekranın buğulandığından veya dokunmatik arayüzün kullanılamayacağından haberdar olan ev, sizin için sesli arayüzü kullanacak ve örneğin o günkü hava durumunu sesli olarak söyleyebilecek.
Oturma odasındaysa, bir spor karşılaşmasını çoklu ekrandan evdeki bireylere izletmekte olan akıllı evler, kimlerin oturmakta olduğunun, hatta kimlerin maçın sonucuyla ilgilenip ilgilenmediğinin farkında olacak ve kimin konuştuğuna bağlı olarak, yayının sesini otomatik olarak ayarlayacak.
Aynı şekilde, birisinin bir yayını takip etmekte olduğunun farkında olan akıllı ev, bireyin başka bir odaya geçmesiyle birlikte yayını bu odadaki ekrana aktarabilecek veya yayını durdurarak izleyen kişinin dönmesini bekleyebilecek.
Tüm odalardaki kontrol arayüzleri, bireyin yaptığı iş veya odanın şartlarına göre değişiklik gösterebilecek. Örneğin mutfakta sesli komutlar mantıklıyken, oturma odasında el hareketleri ile komut verilmesi tercih edilebilecek.
Her ne kadar sesli ve hareketli arayüzler kullanılabilecek olsa da, ekranlar bu evlerin asıl etkileşim ve kontrol merkezi olacak. Bununla birlikte gelecekte insanlar, telefon ve yazılı iletişim yerine görsel iletişimi tercih edecek ve video akışları iletişimin temelini oluşturacak. Ayrıca bireyler evin dışındayken, istenilen odanın görüntüleri internet üzerinden yayınlanabilecek ve bireyler uzaktayken de evlerinden haberdar olabilecekler.
Birbirinden haberdar cihazlar...
Geleceğin akıllı evleri, bütün bu tümleşik çalışma sistemini, birbiriyle etkileşime geçebilen dağıtık sistemler aracılığıyla sağlayacak. Günümüz ağlarındaki tüm bilgisayarlar bir sunucuya bağlı olarak çalışırken, önümüzdeki dönemde dağıtık sistemlere geçilecek.
Dağıtık sistemler sayesinde geleceğin evlerinde her bağımsız cihaz ve algılayıcı, birbirleriyle etkileşim içerisinde çalışabilecek. Örneğin soğutucudaki algılayıcı, evin su filtreleme sistemine su kalitesinin düştüğünü bildirebilecek veya garajdaki elektrikli otomobil, elektrik ihtiyacını karşılamak için çatıdaki güneş panelleriyle etkileşime geçebilecek.
Hâlihazırda hayata geçirilmiş olan ev otomasyon sistemleri, Zigbee kablosuz sinyallerini kullanarak birbirleriyle haberleşebiliyor ancak dağıtık sistemler sayesinde bunun çok daha ötesine geçilebilecek.
Microsoft, Redmond kampüsünde hayata geçirdiği ve sürekli geliştirdiği akıllı ev projesi olan Microsoft Home projesiyle, dağıtık sistemlerin hayatımızda nasıl bir yer edineceğini gözler önüne seriyor.
Microsoft Home projesinin müdürü olan Jonathan Cluts'a göre, geleceğin akıllı evleri, buzdolabındaki algılayıcılar yardımıyla hangi malzemelere ne miktarda sahip olduğunuzun farkında olacak ve hangi yemekleri hazırlayabileceğinizi ve tariflerini listeleyebilecek.
Her eşya bir ekran...
Geleceğin evleriyle ilgili en ilginç konseptlerden birisi de evin her yerinin dokunmatik ekranlarla donatılması. Bu dokunmatik yüzeyler tahmin edebileceğiniz gibi elektronik cihazların ve beyaz eşyaların yüzeylerini kapsıyor elbette, ancak geleceğin evleri, hayallerimizi zorlayan bir yeniliği daha barındırıyor.
Geleceğin akıllı evlerinde; masalar, tezgahlar, aynalar gibi aklınıza gelebilecek tüm sert yüzeyler, dayanıklı dokunmatik ekranlardan meydana geliyor. İşin güzel yanıysa, bu ekranlar sadece ihtiyacınız olduğunda beliriyor ve bunun dışında beyaz bir tezgah veya bir beyaz eşya yüzeyinden farksız oluyorlar.
Evimizin dışına da açılan bu teknoloji, otomobillerin en önemli parçası haline gelerek, araçların tüm ön panelinin yüzeyini dokunmatik ekrana dönüştürmeyi hedefliyor.
İnsanoğlu, modern teknolojileri hayatının önemli bir parçası haline getirmekle kalmayıp, hayatını teknolojilerle şekillendirmekte ve her an, her yerde teknolojiyle iç içe yaşamakta. Bu durumun yarattığı taleplerden birisi de, insanların tüm bu teknolojileri yanında taşıması yerine, yaşadığı çevrenin bir parçası haline getirme isteği oluyor.
Bu talep ise akıllı ev teknolojileri üzerindeki çalışmaları hızlandırarak, heyecan verici akıllı ev konseptlerinin geliştirilmesine ve hayata geçirilmesine imkan tanıyor. Intel ve Microsoft gibi şirketlerin çabaları sayesinde, yakın gelecekte kendimizi, bilimkurgu filmlerini andıran bu hayatın içinde bulmamız mümkün görünüyor.