Blackwood Crossing İnceleme!

Sevgi, kaybetme, kızgınlık ve sahiplenme... Her duyguyu açığa çıkaran Blackwood Crossing, tökezlese de güzel bir hikaye sunuyor.

Blackwood Crossing inceleme!

İyi bir hikayeyi uygun şekilde aktarmak kolay şey değil. Dolayısıyla bazı yapımcı firmalar görsele ve oynanışa yoğunlaşmayı tercih eder. Hikaye anlatmak risktir. Anlatılan herkese hitap etmez, herkesten aynı tepkiyi görmez. Düzinelerce oyun güzel bir hikaye anlattığını sandığı için heba olmuştur. Blackwood Crossing ise oynanışta bazı sıkıntılar çıkartmasına rağmen bu konuda hayli başarılı.

Blackwood Crossing bizlere iki kardeş, Scarlett ve Finn'in hikayesini anlatıyor. Olaylar Scarlett'in sembolik diyebileceğim bir trende gözlerini açması ile başlıyor. Sembolik diyorum çünkü bu trenin aslında nereden kalktığı ve nereye gittiği belli değil. Üstelik Scarlett ve Finn'in anıları diyebileceğim çeşitli mekanlara da dönüşmekte. Bu tren, anılarda yolculuk etmemizi sağlayan bir araç. Her şey Scarlett'in gözlerini açtıktan sonra kardeşi Finn'i araması ile başlıyor ve çok geçmeden bu trenin normal olmadığını bizler de anlıyoruz. Açıkçası konu olarak anlatabileceklerim bu kadar çünkü oyunun hikayesi tıpkı Gone Home gibi ilerledikçe gelişen türden. Scarlett ve Finn niye o trende? Amaç nedir? Bu anılar nedir ilerledikçe şekilleniyor ve ancak oyunun sonunda tam olarak hikayeye hakim oluyoruz.

Blackwood Crossing İnceleme!

Oyunun sonunda desem de aslında bizin neyin beklediğini gidişattan tahmin edebiliyoruz. Trenin içerisinde karşımıza garip maskeli insanlar (O tavşan ürkütücüydü ama!) çıkıyor. Amacımız konuşmaları çözmek ve kimin kime ne dediğini bulmak. Diyaloglar yeni bir olayı açığa çıkarıyor ve bu yeni olay da yeni -ama eski- anılara, anıların geçtiği mekanlara dönüşüyor. Üstelik her anı büyük hikayenin bir parçası. Yani oyunun temeli elbette ki diyaloglar üzerine kurulu.

Bu diyalogları açığa çıkartmaya çalışırken küçük bulmacalar ile de uğraşıyoruz. Hadi bulmaca demeyelim de getir – götür, bul ve kullan görevleri diyelim. İlerleyen bölümlerde elde edilen sihirli güçler yardımıyla da anıları bir araya getirmek için çaba sarf edeceğiz. Aslında bu bulmacaların amacı sadece oyunun süresini uzatmak. Bazı bulmacalar (Resimleri bir araya getirme gibi.) hikaye ile alakalı olsa da getir – götür olsun, boyamalar olsun hep kısa olan oyun süresini uzatmak için oradalar gibi.

Blackwood Crossing çok güzel görsellere ve hoşuma giden İngiliz aksanına sahip seslendirmelere sahip. Görselleri ilk gördüğümde daha önce kaleme aldığım We Happy Few gelmişti aklıma. Animasyonlar, detaylar, sahne geçişleri, Finn'in afacan halleri ve Scarlett'in duyguları çok iyi yansıtılmış. Trenin ortasında türeyen ağaç ev gibi değişimler de göze çok hoş geliyor. Kontroller ise klasik klavye ve fare bileşiminden oluşuyor lakin Scarlett sanki biraz hantal olmuş. Belli ki biraz gerçekçilik katılmak istenmiş ve Scarlett öyle dümdüz yürümekten ziyade, hakikaten adım atıyormuş gibi hissettiriyor. İşte bu his kontrollerin azıcık ağır kalmasına vesile olmuş.

Blackwood Crossing İnceleme!

Bu sevimli yapımı bir oturuşta bitirebilmek mümkün çünkü ortalama iki saatlik bir oyun süresi var. Anlatılan hikayenin gidişatını dediğim gibi tahmin edebiliyoruz ama anlatım şekli ve yaşanan duygular sizi etkileyebiliyor. Bazı gereksiz bulduğum bulmacalar olmasaymış ve daha akışkan kontroller olsaymış çok çok daha iyi olabilirmiş. Büyük aksaklıklar değiller elbette, hikayedeki sunum bu denli başarılıyken göz ardı edilebilir.

Bu türü seviyorsanız birkaç saatinizi Scarlett ve Finn'in anlatacaklarına ayırabilirsiniz.

Olca Karasoy

PUAN: 80

KÜNYE

Yapım: PaperSeven

Dağıtım: Vision Games

Tür: Macera

Platform: PC, PS4, Xbox One

Web: blackwoodcrossing.com

Okuyucu Yorumları